ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 1985
Yazar: Kemal Öztürk
TÜRKİYE, İNSANLIĞIN SON ADASI

R4BIA... Bir tarihin acı hatırlarıAvrupalı aydınlara: Yeni Reconquista sizin eseriniz

Avrupa topraklarında yaşanan mülteci dramına şahitsiniz. Her şey gözlerinizin önünde oluyor.

Danimarka Parlamentosu, mültecilerin para ve değerli eşyalarına el koyma kararı aldı. Hollanda, mültecileri gemilere doldurup Türkiye'ye göndermeyi tartışıyor. Avusturya hükümeti daha insaflı, göçmenleri zorla ama uçağa bindirerek geri gönderecek! İsveç, 80 bin mülteciyi sınır dışı etmek için hazırlıklara başladı.

Alman siyasetçi Frauke Petry, polisin mültecileri gerektiğinde silah kullanarak vurmasını istedi.

Yunan askerleri, mülteci botlarını batırıp, göçmenleri ölüme terk ederken görüntülendi. İtalya, Akdeniz'de mülteci botlarının batması için adeta dua ediyor.

Avrupa Polis Örgütü, iki yılda Avrupa'da 10 bin mülteci çocuğun kayıp olduğunu söyledi.

Almanya Baden-Württemberg mülteci kampı başta, Avrupa'daki bir çok mülteci kampında tecavüz ve fuhuş vakalarının arttığı rapor edildi. Hepsi gözlerimizin önünde yaşanıyor.

21. yüzyılda Reconquista ve Holokost

Tüm bunlar bize iki şey hatırlattı:

İspanya/Endülüs'te Müslümanları ve Yahudileri, zorla topraklarından çıkarma hareketi Reconquista.

Ve, İkinci Dünya Savaşı'nda, Hitlerin toplama kamplarında Yahudilere yapılan Holokost.

Avrupa, mülteci sorunuyla birlikte sanki genlerinde gizlenmiş günahlarını yeniden hatırlıyor ve ortaya çıkarıyor. Göçmenlerin beklediği barınma noktaları birer toplama kampına dönüştü. Çocuklar çalınıyor, zorla alınıyor, organ mafyasına, evlatlık arayan Avrupalılara satılıyor, seks kölesi yapılıyor.

Belki de meşhur Buchenwald ya da Auschvits toplama kampları, Yunanistan'da, Slovenya'da, Avusturya'da, İtalya'da, Danimarka'da mültecilerin kaldığı kamplardan daha temiz, daha düzenli, daha sağlıklıydı. Ne de olsa Alman disiplini ile inşa edilmişti eski kamplar! Şimdiki kamplarda, en temel insan hakları, yaşam hakları, beslenme, sağlık ve barınma hakları ihlal ediliyor.

Sizler, tüm bu kavramları dünyaya gururla anlatan, Aydınlanma döneminin varisleri olduğunu söyleyen aydınlar, her şey yaşanırken sessizce izliyorsunuz. Gidip bu kamplara bakmayı aklınızdan geçirmediniz bile.

Fransız Devrimi esnasında, açlıktan Versay Sarayı'nın kapısına gelen binlerce fakir kadının direnişini gururla anlatır, Lafayette gibi davranırsınız. Ancak sizin kapınıza gelen Suriyeli binlerce aç kadını görmezden gelir, onlara karşı Marie Antoinette olursunuz.

Eğer, Avrupa'nın haricinde bir ülkede olsaydı bu kamplar, orada mültecilere tecavüz edilseydi, çocukları çalınsaydı, zorla sürgünler edilseydi, heyetler gönderir, manifestolar yayınlar, dünyayı ayağa kaldırırdınız. Oysa her şey sizin topraklarınızda oluyor ama sessizsiniz.

'Öteki'ne karşı Engizisyon bayrağı açıldı.

Yeni bir Reconquista ve yeni bir Holokost yaşanırken, tıpkı Ortaçağ rahipleri ve Nasyonal Sosyalist bilim adamları gibi, zulme dini ve bilimsel deliller bulmakla meşgulsünüz sanırım.

Avrupa yeniden farklı dinlere, kültürlere ve 'ötekilere' karşı Engizisyon bayrağı açmak üzere. Sizler ise tavırlarınızla Alfred Rosenberg'i mutlu ederken, sanırım Descartes, Kant, Rousseau, Locke'yi mezarında huzursuz ediyorsunuz.

Sessiz tutumunuz, en az Avrupa'dan Müslümanları sürgün edenlerinki kadar ağır bir suçtur.

Geçmiş dönemde yaşananları hatırlayınız. Bosna'daki insanlık dramına, Hanry Levy'den başka kim ses çıkarmıştı aranızda?

Şu anda Gazze'de 1.5 milyon, Lübnan'daki Sabra, Şatilla kamplarında onbinlerce Filistinli, Auschvits kampı benzeri şartlarda esir gibi yaşarken, sessiz kaldınız. Sayenizde, İsrail hükümeti her gün BM kararlarını hiçe sayarak, yeni Filistin topraklarını işgal ediyor, insanların ölümüne neden oluyor.

Mısır'da, halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'ye askeri darbe yapan Sisi'ye ses çıkarmadığınızda, onu kırmızı halı ile karşılayan Merkel'e bir güvence vermiş oldunuz.

Suriye'de kimyasal silahlarla çocuk öldüren Esad'a ve ona destek veren İran'a tepki vermediğinizde, bu, Versay Sarayı'nda, Ruhani'yi büyük bir mutlulukla karşılayan Hollande'a cesaret verdi.

Paris saldırısına tepki verip, Ankara, İstanbul, San'aa, Halep gibi onlarca saldırıya sessiz kalmayı hangi ahlaki temele oturtuyorsunuz? Her gün ülkemizde terör estirip, çocuk öldüren PKK'yı, Avrupa'da 'bağımsız Kürt hareketi' diye överken, hangi vicdan sizi rahatlatıyor? Biliyorum, 'ahlak ve vicdan' konusunda tıpkı Nietzche gibi düşünüyorsunuz, boşa yazıyorum.

Atalarınız gibi mültecileri gönderin, biz kucak açacağız

Kısacası, 21. Yüzyıl'da, Müslümanların yaşadığı tüm drama, tüm sorunlara gözlerinizi yumup, kulaklarınızı tıkadınız. Zaten siz her zaman, bu toprakları bilimsel laboratuvar, insanlarımızı da bir denek gibi gördünüz.

Endülüs'te, 1492'de, Yahudileri ve Müslümanları zorla gemilere doldurup, bilinmez Akdeniz sularına gönderen atalarınız gibi, mültecileri gemilere doldurup gönderin.

500 yıl önce bu insanlara kucak açan atalarımız Osmanlı gibi, biz de sürgün edeceğiniz mültecilere kucak açacağız. Onlarla ekmeğimizi ve toprağımızı paylaşacağız. Tıpkı şu anda 3 milyon mülteciyle paylaştığımız gibi.

Ancak sizler, 21. Yüzyıl'ın yeni Reconquista ve Holokost'u yaşanırken, bunun suç ortağı, yardımcısı olarak anılacağınızı unutmayın.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Kemal Öztürk
02-02-16
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TÜRKİYE, İNSANLIĞIN SON ADASI
Online Kişi: 28
Bu Gün: 186 || Bu Ay: 9.443 || Toplam Ziyaretçi: 2.221.117 || Toplam Tıklanma: 52.164.245