ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TÂRİH / TÂRİHİN ARA SOKAKLARI
Okunma Sayısı: 528
Yazar: Hüseyin Yağmur
ÇANAKKALE ZAFERİNE FARKLI BİR BAKIŞ (2)

ÇANAKKALE ZAFERİNE FARKLI BİR BAKIŞ (2)(…..) Aynı şekilde örtülü yollar içerisinde kırk elli metre derinliğinde kazılan kuyu gibi mahzenlerde cephaneleriyle bombaları bulunuyordu.

Bu mahzenlere inmek için hemen bir kısım mağaralara mermer merdivenlerle iniliyor ve cephane sandıkları asansörle çıkarılıyor idi. Bizim topçu ateşi esnasında askerler yeraltındaki mahzenlere giriyor, örtülü ve sağlam tarassud mahallerini iyi talim ve terbiye görmüş gözcülere terk ediyorlarmış.

İhtiyat hatları o derece muntazam idi ki ihtiyata çekilen birlikler memleketlerine dönmüş kadar memnun oldukları anlaşılıyor. Çünkü ihtiyat hatlarında bahçeler yapılmış, meydanda bulunan oyun kâğıtları, tavlalar, sağlam ve kırık kemanlar, mandolin ve gitar gibi müzik aletleri ve seyyar gazinolarında şampanya, viski, bira şarap gibi en kibar âlemlerde kullanılan içki ve mezelerde de aynı nefâset ile yiyecekleri çok boldu.

Düşmanın Suları

O muazzam dağların yamaçlarında ve zirvelerinde asırlık çam ağaçlarının yanlarında açtığı artezyen kuyuları sayesinde ve motorlar vasıtasıyla bütün harp cephesini demir borular yardımıyla suladığı gibi on beş metre yüksekliğinde ve kırk metre genişliğinde olan kazanları da bir taraftan motorla suyu alıp diğer taraftan bahçelerini suluyormuş.

Düşmanın Telefonları

Hemen her siperin her mangasında bir telefon makinesi var idi. Telefon hatlarının çokluğu adeta büyük şehirlerin borsa merkezini andırıyordu, Büyük telefonlarla sahra telefonlar ve telefon hatları örümcek ağı gibi yüz binlerce idi. Bir haftada telefon hatlarını güç hâl ile toplayabildik.

Düşmanın Mevkii

Mevkii bizden arızalı idi. Sahilden tepelere çıkmak için dağlar dürülmüş, o muazzam kayalar parçalanmış ve toprak düzetilerek muntazam şoseler yapılmış ve yokuş olan mahallere kum torbalarıyla caddeler açılmış ve hatta otomobillerle tepe hattına kadar olan nakliyatım sağlayıp kolaylaştıracak fedakârlık ve gayret gösterilmesi İngiliz sanayii önünde insan aklının durmasını gerektirmiştir.

Bilhassa Arıburnu sahilleri en güzel kasaba rıhtımlarını andırıyordu. Diyebilirim ki düne kadar Mudanya İskelesi, Arıburnu İskelesi'ne göre maalesef gülünç ve iğrenç bir iskele idi. Dükkânlar, gazinolar, gezinti mahalleri, ambarlar, depolar o kadar çok ve muntazam idi ki insan burada yaşamak için harbi tercih edeceği geliyordu.

Bu arada çeşitli muharebelerde ölen subayları için yapılan kabristan en büyük kiliselerde görülen mezaristan kadar muhteşem idi. İngilizler, Arıburnu'nda hem harp ettiler ve hem de bir sayfiye hayatı yaşadılar demek yeterlidir!

Düşmanın Mutfakları

Bizde olduğu gibi kazanlar içerisinde yemek yapılmayıp portatif ve seyyar mutfaklar ancak icabında kirlenen alüminyum tabakları yıkamaya hizmet ediyor. Çünkü her nefere konserve veriliyordu.

Düşmandan Alınan Ganimetler

İşte akla gelmeyen eşya, miktarı tahmin edilemeyen harp malzemesi o kadar çok idi ki gerek mekkâre hayvanları ve gerekse efradın geceli gündüzlü karıncalar gibi çalışarak naklettikleri eşyanın bir kısmı diğer cephelerden gelen efradın kırıp dökmeleri yüzünden boş yere mahvedilen malzeme müstesna kalmak şartıyla on gün nakliyatın ardı alınamadı. Toplanan eşyanın tespit ve kaydı için yalnız bizim cephemize gelen levazım memurları defterler doldurmuş olduğu halde ipin ucunu bulamadılar.

Efradın yemeği, reçel konserveleri ve en nefis yemeklerden ibaret bulunuyordu. Toplanan yiyecek sandıkları dağlar kadar yığın oluşturdu. Mermi, bomba, istihkâm aletleri, çadırlar, sıhhiye malzemesi, otomobil, arabaların haddi hesabı yoktu.

Düşmanın çekilmesi üzerine rahata eren efradımızın neşesi olur şey değil idi. Bugün zannedersem Çanakkale'den dönen subay ve erlerin evlerinde mutlaka birkaç İngiliz yadigârı ganimet eşyası mevcuttur (Safiyüddin,2019:106-110).

…….

İşte madalyonun bir de bu yüzü var. İşgalci İngilizler, karşı mevzilerde bu kadar konfor içinde yaşarken, Osmanlı başkomutanı Enver Paşa’nın askerimize “Askerler zeytini üç ısırmada yesinler” diye talimat göndermesinin, askerimize kapuska ve hoşaf servisi yapılmasının sebepleri üzerinde kafa yormaya bir gün başlayacak mıyız acaba?

 

KAYNAKLAR

*Bozbeyli Ferruh,(2009),Yalnız Demokrat, İstanbul:Timaş Yayınları

*Safiyüddin Efendi,(2019),Çanakkale ve Kafkas Cephesi Harp Hatıratı, İstanbul:Yeditepe Yayınları

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Hüseyin Yağmur
28-03-21
E mail: milatgazetesi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ÇANAKKALE ZAFERİNE FARKLI BİR BAKIŞ (2)
Online Kişi: 21
Bu Gün: 82 || Bu Ay: 6.072 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.956 || Toplam Tıklanma: 52.115.611