ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : DÜNYADA NELER OLUYOR / AMERİKA
Okunma Sayısı: 1732
Yazar: Taha Kılınç
ABD'DE YÜKSELEN YAHUDİ DÜŞMANLIĞI

ABD'DE YÜKSELEN YAHUDİ DÜŞMANLIĞISığınak yine burası olacak

ABD’nin Virginia eyaletine bağlı Charlottesville kentinde, cumartesi günü beyaz ırkçıları protesto eden kalabalığın arasına aracıyla dalan James Alex Fields’in eylemi, haliyle ülkede büyük bir şok yarattı. Bir kişinin ölümüne en az dokuz kişinin de yaralanmasına neden olan saldırı, çeşitli açılardan kameralara da kaydedilmişti. Görsel olarak elde böyle sarsıcı bir malzeme bulununca, yaşanan şokun dozajı daha da arttı. Görüntüler, bütün dünyada milyonlarca insan tarafından ağzı açık şekilde izlendi, hâlâ da izleniyor.

20 yaşındaki saldırganın sosyal medyada yaptığı paylaşımlar, sayısız benzeri gibi klâsik bir aşırı sağcı-ırkçı profile işaret ediyordu. Adolf Hitler’e ve Nazilere övgü dolu ifadelerin yanında Nazi işareti olan gamalı haç (svastika) ve diğer semboller, alışılmış şeylerdi. Ancak bir kare vardı ki, meseleyi yakından takip etmeyenleri epey şaşırtmıştı: Fields, Beşşar Esed’in bir fotoğrafını paylaşmış, üzerine de “Yenilmez” yazmıştı.

ABD’nin etkili gazetelerinden Washington Post, Fields’in Esed’e ilân-ı aşk ettiği kareden hareketle, Amerikan aşırı sağındaki Baas Partisi ve Suriye yönetimi sempatizanlığını konu ettiği ayrıntılı bir dosya yayımladı. Gazetenin haberinde, Fields’in paylaşımının hiç de öyle münferit bir durum olmadığı, aksine Amerika’daki aşırı sağcı-ırkçı hareketlerde Esed’e ve Suriye’deki uygulamalarına yönelik kitlesel bir hayranlık bulunduğu çeşitli kanıtlarıyla ortaya kondu. Bu grupların özellikle Suriye’de on binlerce sivilin ölümüne neden olan varil bombalarıyla ilgili övgüleri mide kaldıran cinstendi. Bir videoda, bombaları öven bir aşırı sağcı, kimyasal saldırıları da “en uygun yöntem” diye niteliyordu.

The Daily Beast yazarı Amerikalı gazeteci Alex Rowell ise, Esed rejiminin Nazilerle direkt temasını ele veren bir ayrıntıyı hatırlattı: Ocak ayında, Baas’ın ‘misafiri’ olarak on yıllardır Suriye’de yaşayan Nazi komutanlarından Alois Brunner’in Şam’da öldüğü ortaya çıkmıştı.

Rowell’in bahsetmediği, Brunner’e dair diğer ayrıntılar ise, meseleyi çok daha dikkat çekici hale getiriyor. 1954’te Doğu Almanya’dan kaçarak Suriye’ye sığınan Alois Brunner’in, 1970’de iktidara gelen Hâfız Esed tarafından da himaye edildiği biliniyor. Suriye’deki yaşamı sırasında “Georg Fischer” adını kullanan ve 2001’de Şam’da hayatını kaybettiği düşünülen Brunner hakkındaki 2014 tarihli bir haberde, eski Nazi subayının Esed rejimine işkence ve kitlesel cezalandırma konusunda taktik verdiği, askerî konularda Hâfız Esed’in kardeşi Rıfat Esed’in özel danışmanlığını yaptığı iddia ediliyor. Bu bilgi doğruysa, Hama Katliamı başta olmak üzere, rejimin muhaliflere yönelik sergilediği vahşetin arka planında Nazi aklını görmek mümkün. Beşşar Esed’in 2011’den bu yana muhaliflere sergilediği emsalsiz vahşette de, aynı şekilde.

Aşırı sağcı-ırkçılarla Nazilerin, Esed ve diğerlerinin bağlantılarını kuranların -henüz- söylemeye cesaret edemediği şey şu: Tüm bu dip dalgalar, dünya çapında engellenemeyecek ve önü alınamayacak bir Yahudi düşmanlığı fırtınasını doğurmaya doğru ilerliyor. Endişelerin ve bu gruplarla ilgili korkuların temelinde de aslında bu gerçek var. “Yabancı düşmanlığı” kavramının refere ettiği şey, temelde Yahudi düşmanlığı. Avrupa’nın tarihine damgasını vuran, Amerika’da da kaçınılmaz bir şekilde hızla yaklaşan şey bu. ABD toplumunu biraz okuyan herkes, ufukta beliren karartıyı net biçimde fark ediyor.

Temel kurumlarında Yahudilerin (son 50 yıldan beri de İsrail yanlısı Siyonistlerin) söz sahibi olduğu bir Amerika görüntüsü, aşırı sağcı-ırkçıların rahatsızlığının da kaynağı. Bu rahatsızlıklarını şimdilik en yakınlarındaki yabancılara karşı gösteriyor olsalar da, Amerika’nın “Kristallnacht”ına doğru bir gidiş, aşırı sağcı-ırkçılar bağlamında hissedilen en büyük tehlike. Yakın tarihe “Kristallnacht” (Kırık Camlar Gecesi) olarak geçen 9 Kasım 1938 gecesinde, Almanya çapında bütün Yahudi hedeflerine, işyeri ve sinagoglarına başlayan saldırılar, Holokost’un da ilk habercisiydi aynı zamanda. Barajın kapakları o gece patladı. On yılların birikimi ve hıncı, o geceden sonra sahneye çıktı ve uygulamaya kondu.

Dünya çapında örgütlenen aşırı sağcı-ırkçıların neredeyse tamamında görülen Antisemitik vurgular da geleceğe dair bu tatsız öngörünün somut işaretleri. Üçüncü dünyadaki çeşitli akımları, dünyanın çeşitli coğrafyalarındaki diktatörleri ve dikta rejimlerini de düşündüğümüzde, çok geniş çaplı ve global ölçekli bir “Yahudi düşmanı” koalisyondan söz etmemiz mümkün. Bu koalisyonun -bir patlama biçiminde- harekete geçmesi durumunda yaşanabilecekleri kestirmek de imkânsız.

Ancak kestirilebilecek olan bir şey var: Böyle bir küresel kasırga durumunda sığınak, yine İslâm dünyası ve Müslümanlar olacaktır. İsrail’in Filistin’de yaptıklarına rağmen, mevcut haliyle uluslararası sistem Siyonizm’i koruyup kollamasına rağmen, Müslümanların çektiği onca acı ve sıkıntıya rağmen… Tarih de, coğrafya da, fıtrat da bunun örnekleriyle dolu. Görebilene.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Taha Kılınç
19-08-17
E mail: yenisafak.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ABD'DE YÜKSELEN YAHUDİ DÜŞMANLIĞI
Online Kişi: 22
Bu Gün: 596 || Bu Ay: 9.200 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.802 || Toplam Tıklanma: 51.939.936