Kategori : / KÜLTÜR ve MEDENİYET | Okunma Sayısı: 2278 |
Medeniyetler ve dinler “kitap” merkezlidir. İnsan ve kitap eş değer iki kavramdır. İnsan kitapla, kitap insanla hayat bulmaktadır. İnsanı kitaptan, kitabı insandan soyutlamak veya ayrı düşünmek mümkün değildir.
İnsan gerçeğinden yola çıkarak kitabın geçmişini, kitap gerçeğinden insana bakıldığında aralarında mutlak bir ilişki ve birliktelik bulunmaktadır.
İlk insan Hz. Adem ve kendisine verilen on sahife. Son Peygamber Hz. Peygamber (s) ve ebedi mucize Kur’ân-ı Kerim. Eşsiz kitap. Allah önce insanı, hemen arkasından kitabı yaratmıştır. İslam Medeniyeti kitap merkezlidir. O sebeple tüm insanlığı kucaklamıştır.
Teknolojinin hızla gelişme kaydettiği günümüz dünyasında sanki kitapla insan arasında biraz mesafe oluşmaktadır.
Daha açık bir ifade ile teknolojik ilerleme ile insanlar kitaptan uzaklaşmakta.
Yahut teknolojik gelişmeler insanla kitap arasına mesafe koymaktadır.
Kitaplar yazılmakta ama yazılan kitapların satış trendi eksiye doğru yol almaktadır. Nüfus artıyor ama günlük gazete tirajları düşmektedir.
Okuma ihtiyacını insanlar elektronik olarak, öteki deyimiyle sanal ortamda karşılamaktadırlar.
Kitaba ilgi her gün biraz daha azalmaktadır.
İster istemez şu soru zihinleri meşgul etmektedir, kitabın geleceği tehlikede mi?
Kitabın hayatı tehlikede ise, insan hayatı da tehlikededir. İnsan neslinin devamı esastır. Kitabın kendine yer bulamadığı bin dünyada insan hayatının devamı ve maddi ve manevi değerlerinin takip eden nesillere aktarılması, sürdürülmesi nasıl mümkün olabilir? “Teknoloji bu sorunu çözebilir.” denilebilir. Teknoloji fiziki olarak ihtiyaçları karşılamaktadır ama ruhtan uzaklaşmaktadır, ruhu kuşatmamaktadır.
Günümüz şartlarında ortalama bir düşünceyle konuya yaklaşınca, gelecekte cdler veya benzeri elektronik malzemenin kitabın yerini alacağa benzemektedir.
Bin yıllardan beri kütüphane raflarını süsleyen kitapların yerlerini mini mini ciplerin alacağı hatta herkesin ihtiyaç duyduğu bilgileri cebinde taşıyacağı tahmin edilmektedir.
Şimdiden oluşmağa başlamış bir ortak dünya dili bile konuşulmaktadır.
Daha birkaç yıl öncesine kadar media kelimesinin karşılığı sözlüklerde yer almazken, bugün media/medya sokaktaki insanın günlük konuşma dili arasında yer almaktadır
Facebook henüz çok yeni bir kavram olmasına rağmen ilkokul seviyesinde günlük dilde kullanılabilmektedir. Çok basit gibi algılansa bile teknolojideki hızlı gelişmeler önce kavramları sonra kitabı hayatımızdan çıkarmaktadır.
Mütevazı şartlarda evinde bir kütüphane kurmuş insanlar kitaplarını kime nasıl devredeceğinin planlarını yapmaktadırlar. Özellikle modern evlerde küçük bir kütüphaneye yer bulmak adeta aile içi sorun olmaktadır.
Birkaç yıl önce vefat eden çok değerli bir edebiyat akademisyeni dostumun, katıldığımız bir toplantıda kitaplarının nasıl sorun olduğunu yana yakıla anlatmıştı bana.
Söz konusu görüşmeden birkaç ay sonra vefat etti. Dostumun vefatının en hazin tarafı ölümünden birkaç ay sonra notlarını, fotoğraflarını ve çok sevdiği Osmanlıca kitaplarını sahafta satılırken gördüm.
Kitap teknoloji karşısında direniyor. Evlerimizde, kitapçılarda ve kütüphanelerde şimdilik ayakta. Ama yarın ne olacak bilinmiyor.
Teknoloji kitaba karşı, kitaba bir başkaldırı mı? Öyle algılamıyorum ama kitabı ikinci hatta üçüncü plana atan bir teknolojiyi böyle algılıyorum.
Eli kalem tutan ve kitap okuyan ve yazanların teknolojik gelişmeler karşısında kitabın ayakta kalması ve hayatını sürdürebilmesi için yeni çareler üretmeleri gerekmektedir.
Teknoloji kitaba değil ruhu kuşatan kitab teknolojiye galip gelmelidir.
Yazar: Ahmet Fidan |
02-05-10 |
||
E mail: ahmetfidan25@gmail.com | Tweet | ||