ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2876
Yazar: Ali Nur Kutlu
Takım elbisenin zararları -1- Endüstri ve sömürge politikaları

Takım elbisenin zararları -1- Endüstri ve sömürge politikalarıHayır bu bir nüktedan yazısı değildir. Ayrıca imgeleme yoluyla takım elbiseden siyasi bir konuya atıf da yapmayacağım. Bildiğiniz takım elbisenin neden zararlı olduğunu anlatacağım. Ciddi olarak da tartışmak istiyorum.

Yıllardır bu konuyu düşünüyorum ve tabii ara sıra takım elbise giyen biri olarak bu kıyafet tarzının zararını üzerimde görüyorum. Sadece sağlık açısından zararlarını onlarca sayfa anlatabilirim.

Lakin takım elbisenin zararlarını sadece fiziksel düşünmeyin. Ekonomiden kültürel yozlaşmaya, psikolojik etkisinden israfa kadar birçok alanda zararı var. Bu konunun bir kitap yazacak kadar geniş tartışma konusu olduğunu düşünüyorum. Sizin için bir kaç yazıda özetleyeceğim.

Zenginlerin giysisi ve baskı aracı

Takım elbise bir Fransız ve İngiliz saray modasıdır ve ilk örnekleri 1660'lı yıllarda görülmüştür. Takım elbisenin içine gömlek giyilmesi ve o gömleğin yakasına boyun bağı takılması eş zamanlı olarak gelişmiştir. Pantolonun altına uzun don giyilmesi de yine aynı döneme denk gelir. Bu aksesuarların tamamına takım elbise denir.

Fakirlerin hiçbir zaman giyemediği bu pahalı kıyafeti sonraki yıllarda parlak silindir şapkalar tamamladı. Avrupa sosyetesi takım elbise giydiği için hep seçkinci bir zümre olarak toplumdan ayrıldı. 1850'li yıllarda bugün giydiğimiz takım elbise modelleri toplum zenginleştikçe daha da yaygınlaştı. Toplumda takım elbise giyenlerin 'beyefendi' giymeyenlerin 'görgüsüz' etiketi yediği yıllar da yine bu yıllardır. Bu nedenle takım elbise toplumda fakiri ezen, zengini yücelten baskı aracı bir sembol olmuştur.

İngiliz Kumaşı ve sömürü politikası

Fransa ve İngiltere'de takım elbiseler ve gömlekleri, Merinos yününden yapılan kumaştan yapılırdı. Takım elbise yaygınlaştıkça Merinos koyununun yününe daha çok ihtiyaç duyuldu. Sonraki yıllarda pamuklu kumaş üretilse de yün kumaş her zaman revaçta oldu. Takım elbise için ısrarla Merinos yünü istenmesi yüzünden İngilizler sömürgesi olan Hindistan'ın büyük topraklarında bu koyunu yetiştirmiş ve yünü İngiltere'ye götürülmüştür.

Sonraları meşhur olan 'İngiliz Kumaşı' bu sömürü politikasının bir sonucu ve sonra kazanç aracı olmuştur. İnsanlar İngiliz kumaşı alabilmek için büyük servetler harcadı. İngilizler de bunu dev bir sanayiye dönüştürerek hem servet kazandı, hem de kültür ihracı yaparak vahşi sömürgeci yüzlerini bu kumaşla kapattılar.

Takım elbiseler öyle şaşaalı, öyle göz kamaştırıcı kumaşlardan yapılıyordu ki bunu giyen İngiliz sömürgecilerin asıl niyetleri unutuluyor, bu süslü ve kafasında kocaman silindir taşıyan adama hayretle bakıyorlardı fakirler. Öyle giyinemedikleri için de ayrıca eziliyor, 'İngiliz efendinin' üstünlüğünü kabul etmek zorunda hissediyordu kendini.

Yan sanayi sömürüsü

Kumaş üretimi Sanayi Devrimi'nin önemli parçalarından biri oldu. İngiltere'de devasa kumaş fabrikaları kuruldu ve burada üretilen kumaşlar dünyanın her yanında satıldı. Bu kumaştan takım elbise yapmak için bir çok şeye ihtiyaç duyuldu. En başta iplik. İngiliz ve Fransız fabrikaları dünyaya iplik üretmek için dev tesisler kurdular. Gömlek için ayrı kumaşlar, çıkarılabilir yakalar, bunların özel boyun bağları önemli yan ürünlerdi. Takım elbisenin yan ürünleri olan kemik düğmeler, astar, tela ayrıca üretildi. Takım elbiseyi dikmek için terzi dünyası doğdu, uzun yıllar havalarından yanlarına yaklaşılmadı.

Bir takım elbise dikildikten sonra ihtiyaçları bitmedi. Onun düzgün ve dik durmasını sağlamak için bir şeye ihtiyaç vardı. İşte ütü dediğimiz araç böyle doğdu. İlk başta düz taşlar, sonra düz demir plakalar ve sonunda ağır döküm demirden sağlı ütüler üretildi Avrupa'da. Ağır ütü yine de tek başına bu kumaşın kırışıklığını gideremedi o nedenle içine kömür közü konan modelleri geliştirildi. İngiliz kumaşı satılan her yere bu kez ütü de satılmaya başladı. Ütü ihtiyacı sonraki yıllarda çok büyüdü ve ortaya bugünkü dev bir ütü sektörü çıktı. Ütü sektörü ütü masası, ütü kolası gibi kendi yan sanayini üretti. İlk elektrikli ütüyü 1888'de ABD'li Henry Seely icat etti.

Ütü sorunu aşıldı ama hassas İngiliz kumaşlarının yıkanma sorunu çıktı bu kez. Bu paha biçilmez kumaşı yıkamak için adi sabunları kullanamazsınız. O nedenle özel deterjan üretildi ve yıkama teknikleri gelişti. Sonunda her deterjanın ve yıkama şeklinin de takım elbiseleri temizlemek için uygun olmadığı düşünülerek özel 'takım elbise temizleme dükkanları' açıldı. Bunlar bugünkü kuru temizleme dükkanlarının atalarıydı. Böylece dünya deterjandan etkilenen takım elbiseler için açılmış kuru temizleme zincirlerine sahip oldu. İlk kuru temizleme mağazası 1840 yılında Jolly Belin tarafından Paris'te açıldı.

Takım elbise böylece yan sanayisi ile birlikte doğmuş oldu. Doğduktan sonra dünyanın en hızlı yayılan modası, akıllara durgunluk verecek kadar büyük bir ekonomiye sahip oldu. Ancak bu pahalı akımın insana verdiği (başta sağlık) zarar hiç tartışılmadı.

Devam edecek...

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Nur Kutlu
10-06-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
Takım elbisenin zararları -1- Endüstri ve sömürge politikaları
Online Kişi: 8
Bu Gün: 221 || Bu Ay: 8.403 || Toplam Ziyaretçi: 2.241.342 || Toplam Tıklanma: 52.366.136