ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TEFEKKÜR / İNSAN VE TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 3375
Yazar:
SÂMİHA AYVERDİ'DEN SEÇMELER

"Tasavvufun inandığı hürriyet, nefsin; kin, kibir, yalan, gösteriş, menfaat, benlik gibi insanı hayvanlaştıran esaretinden kurtulması olduğuna göre, velilerin gayesi, insanoğlunu cemiyetin hür adamı yapmaktır."

"Yemek sûretiyle kendi bünyemize karışan gıdaların sıfat ve şekillerinin hayırlara tebdil etmesi , yaradılışlarının gâyesi olduğuna göre [...] onunla kuvvet bulan biz insanlar, onlara karşı mesuliyetimizi yerine getirmeye neden mecbur olmayız?"

"Herşeyden evvel, mutlaka bir eğitim felsefemizin olması lâzımdır. [...]

Fabrika, baraj, köprü, yol, su tesisleri, santraller, silolar muhakkak ki, siyâsî bir iktidârın takdîre lâyık gayret ve himmet eserleridir. Fakat asıl gâye ve himmet isteyen 'insan'dır.

İnsanı kalkındırmadan, onun kafasını, rûhunu da kontröllü, düzenli ve şuurlu bir seviyeye getirmeden yapılan her maddî hamle, akamete (sonuçsuzluk) mahkûmdur."

"[...] Bizi kimler bu hale getirdi diyerek vakit kaybetmemiz yeter artık... Kimler getirdi ise getirdi işte. Belki de kendi kendimize kıymışızdır. Zira insanoğlunun kendi kendine ettiğini, ona hiçbir düşman edemez. Şu halde bir çıkar yol, bir çare aramak gerek. Mademki ortada, her parçası bir tarafa dağılmış bir kadim medeniyet cesedi yatıyor. Onu mumyalayacak yerde, bıraktığı dölü kurtaralım."

"Halbuki en azından, biz de suçlular kadar suçlu sayılırız. Zira insanlık tarihi göstermiştir ki; cemiyetleri, dört başı mamur terbiye ve formasyona götüren; ne kanunların baskısı, ne de ceza müeyyidelerinin korkusudur. Bir vicdan ve iman terbiyesinin okşayıcı müdahelesi olmadan, hayvani zaafların kisve değiştirip yüksek vasıflar ve faziletler haline gelmesi, hemen de mümkün değildir.

Koruğun şeker gibi tatlanması için, güneşin terbiyesine nasıl ihtiyacı varsa, salkım salkım dünyayı dolduran ekşi ve buruk kütlelerin de kıvama gelmesi için, ısıtıcı ve hayat verici bir manevi güneşe ihtiyaçları aşikardır."

"Fakat iyi günde olduğu gibi, acı günde de komşuyu kayırmak hem borç, hem de zevkli bir ibadet hükmünde idi. 'Komşusu açken tıka basa doyan adam mümin sayılmaz" hadisi, o zamanlar müşkilde olana el uzatmak ve bağlılık keyfiyetini bir nevi sosyal yardım teşkilatını gölgede bırakacak bir hükümle kökünden halletmiş değil miydi? [...] vecd ve imanın imkanlarını, bu baha biçilmez ölçüyü kaybeden biz..."

Yazar:
04-04-14
E mail: Mail Adresi Yok
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SÂMİHA AYVERDİ'DEN SEÇMELER
Online Kişi: 28
Bu Gün: 557 || Bu Ay: 5.947 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.796 || Toplam Tıklanma: 52.114.372