ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 2176
Yazar: Mümtaz'er Türköne
NEVZAT KÖSOĞLU'NUN ARDINDAN

Nevzat Kösoğlu dün vefat etti. Bugün cenazesi, Cuma'dan sonra Kocatepe Camii'nden kaldırılacak. Mekânı cennet olsun. Prensiplerinden ve inançlarından milim sapmadan yaşadı.

Fikirlerinde ve mücadelesinde, hiç yaşlanmayan bir delikanlı idi. İlk defa tanıdığım 1976'dan bugüne kadar sesinin tonunda, sükûnetinde, tevazuunda ve tabii inadında hiç bir değişiklik olmadı. Saygım büyüktü. "Bazen yanlış şeyler yazıyorsun" sözünü, bir ilkokul talebesi gibi önümü ilikleyip, boynumu bükerek sineye çektiğim yegâne kişiydi.

"Türküm, Vicdanlıyım" kitabı için Ümitköy'de röportaja başlarken bana, çok değerli bir iltifatta bulundu. Nevzat Abi'nin hep fırçasını yemeye alıştığımdan şaşırmıştım. "Seninle ilgili, bütün rezervlerimi, eleştirilerimi kaldıracak bir şey yapmışsın" demişti. Söylediği, ayağıma gelen bir nimeti onur meselesi yapıp geri çevirmeme dairdi. "Bunu kimse kolay kolay yapmaz" derken, onun şaşırmasına şaşırmıştım. Benim önemsemediğim şey, onun nezdinde fikirlerden önce gelen bir şahsiyet meselesiydi. Meğer yazıp-çizdiklerimle değil, Nevzat Ağabeyi başka bir yoldan etkilemişim.

Nevzat Kösoğlu, milliyetçiliği derin bir sosyolojik perspektife bir kültür meselesi olarak yerleştiren Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Erol Güngör geleneğinin son temsilcisiydi. Bu gelenek, aynı zamanda devletin psikolojik harekât alanının dışında kalmayı başaran yegâne sivil milliyetçilik yorumudur. İşte bu sivil milliyetçilik yorumu iledir ki, Nevzat Kösoğlu Demokratik açılıma destek vermişti. Bu desteğin sebebi, "devletlû" milliyetçilerde bulunmayan özgüvendi ve bunun için "Türk milletine güveniyorum" diyordu. Şu sözlerini, bu bilge adamı ebediyete uğurlarken, özgüvenin matematik kesinlikteki samimi açıklaması olarak hatırlamalıyız: "Parçalanma, bölünme, çöküntü halindeki devletlerin, milletlerin problemleridir. Türkiye'nin neresi çöküyor Allah aşkına? Türkiye dünya devleti olmaya doğru gidiyor. 30 yıldır politikanın dışındayım, sözlerimde hiçbir politik endişe yok. Ben Türkiye'nin adım adım çok iyi yürüdüğünü görüyorum. Türk milletinin tarihî sarkacı yukarı dönmüştür. Artık kimse durduramaz, geri çeviremez. Türkiye büyük devlet olma yolundadır. Bunu görmek lazım..."

Türk milliyetçiliği fikrî içeriğini ve devasa birikimini parti politikalarının dar labirentlerinde büyük ölçüde kaybetti. Komplekslerin, korkuların ve komplo teorilerinin arasında zihin açıcı fikirler kendine yer bulamadı. Basit bir ötekileştirme ve farklı olana düşmanlık içgüdüsü ve saldırganlıkla birbirine karıştırılan milliyetçiliğin zengin muhtevasını yeniden bulabilmesi için Nevzat Kösoğlu'nun vurguladığı özgüvene şiddetle ihtiyacımız var. Ve tabii yine o'nun bu özgüven üzerine inşa ettiği milliyetçiliğe. Çok iyi tarih bilen ve karşılaştırmalar yapabilen biri olarak onun sağlam muhakemesine dayanan özgüvene ihtiyacımız var. İçi boş bir kibre ve övünmelere değil; tevazû ile durmuş-oturmuş bir özgüvene. Nevzat Kösoğlu'nun fikir adamı olarak Türk Milliyetçiliğine yaptığı ciddi katkıları öğrenmeden, bugün milliyetçilik iddiasında bulunmak mümkün değil..

Nevzat Ağabey "sivil milliyetçiliği" ile,  salt devleti yüceltmek ve kontrolsüz bir tahakküm aracına dönüştürmek için kullanılan "devlet milliyetçiliği"ni de ciddi bir eleştiri süzgecinden geçirdi. Bu eleştirilerin kendisini milliyetçi olarak niteleyen herkesin ortak bir nefs muhasebesine dönüşmesi lazım. Onu düşünürken gözümün önünde, Cumhuriyet'in değil de İmparatorluğun geniş ufuklarına sahip bir Türk milliyetçisi canlanıyor. Hayatını, bu geniş ufka yerleştirdiği yüksek ideallere adamış ve istikameti hiç değişmemiş bir adam. Gençlerin tam da rol-model olarak örnek alacağı bir şahsiyet. Siyasetle değil, fikir çilesi çekerek; görünür olarak değil zamanını kitaplara vakfederek, son demine kadar, bir öğrenci titizliği ile araştırmaya ve yazmaya devam etti. Okunacak, özümsenecek kitaplar bıraktı geride; ilerlemiş gözlük numarasına, artık ağır işiten kulaklarına rağmen okumaktan ve yazmaktan çevresindekilere bir şeyler öğretmekten hiç vazgeçmedi. Geride çok şey bıraktı.

Cenab-ı Allah rahmetini esirgemesin.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

NOT: Bu yazı eksik alınabilecek bir yazı değildi; Zaman hakkını helâl etsin. (Doğruluş)

Yazar: Mümtaz'er Türköne
11-10-13
E mail: zaman.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
Uğurlu
Bir Güzel İnsan
Tarih : 12-10-13

Bâki âleme hicret vuku bulunca; Rahmetle yadedenler, hayır dua ile ananlar, mefkuresi dava adamlığı eserleri şahsiyetinin vakarının halisliği ile hatırlayanların olması çok az faniye nasip olur. Güzel insanlar güzel atlara biner giderler. Halis çizgiyi devam ettirenlerin çoğalması dileğiyle.

 
NEVZAT KÖSOĞLU'NUN ARDINDAN
Online Kişi: 6
Bu Gün: 84 || Bu Ay: 10.776 || Toplam Ziyaretçi: 2.224.381 || Toplam Tıklanma: 52.199.201