ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : SANAT / DÜNYA BİR OYUN- Sinema
Okunma Sayısı: 3123
Yazar: Abdülhamit Güler
BENİM BİLDİĞİM AŞK, BU FİLMİ EVİRE ÇEVİRE DÖVER

Sondan başlayalım...

- Amca size baba diyebilir miyim?

- Sezercik, sen misin?

- Rolün büyüğü küçüğü olmaz amca.

- Ne!

- Amca size baba diyebilir miyim?

- Valla ne biliyim, içinden geliyosa de bari.

Yok, böyle olmayacak. İyisi mi baştan alalım.

Biraz geriye gideceğim. Yüksekokuldayım. Ders için senaryo hazırlanması lazım. Bizim ekipten hazırlamayan Mustafa kalmıştı. Yazma-çizme işlerinde bana başvururlardı. Yardım ettim. Fahri'nin çok hoşuna gitmedi. Onun hoşuna gitmezse hocanın da hoşuna gitmeyecekti, kuvvetle muhtemel. Kadir gülmüştü, tam ona göreydi. Konu özetle şöyleydi: Bir gencin parmağına top çarpar, genç kör olur. Yağmur yağar, seller akar, bir şeyler daha olur, yine top çarpmasına benzer bir şekilde gencin gözleri açılır. Tahmin edeceğiniz üzere komediydi. Hoca, Mustafa'ya çok zorlanarak 50 vermişti. Sınıfta da 'böyle senaryo mu olur' demişti. Birkaç yıl sonra da aynen bu minvalde Ömerçip adında film yapılmıştı.

Yeşilçam filmlerinin konuları, replikleri ve filmlerin hemen her safhası espri malzemesi ola gelmiştir. Hikaye içindeki bağlantıların sağlanmasında en çok başvurulan yöntem ise 'tesadüf' idi. Bu tesadüfler o kadar abartılır ki, gerçek hayatta başımıza gelse bile -bir gerçeklik olarak karşımızda dururken- gülmekten kendimizi alamayız. Psikolojik bir etki işte.

Tebessüm için malzeme edilen bu nokta bugünlerde gişeyi sallayan bir aşk filminin ana teması. 'Aşk Tesadüfleri Sever' filmi iki haftada 1 milyon 242 bin 22 kişilik gişe yaptı. Bir aşk filmi için, hele hele sessiz sedasız gelen, kadrosuyla veya konusuyla sükse yapma durumu olmayan film neden bu kadar izlendi diye çok merak ettim. Gittim, izledim. Anladım.

Ne kadar kötü olursa olsun, ben de yanaklarımı ıslatmaya hazır bir halde gitmiştim. Bizim izlediğimiz seanstan önce filmden çıkanlar gözyaşlarını silince ümitlenmiştim. Gözpınarlarımın tesisatında bir zamandır sorun olduğundan mütevellit, filmin bir yerlerinde mutlaka elmacık kemiğimin üzerindeki deri parçasının ıslanacağını tahmin ediyordum. Olmadı. Gözyaşını bırakın bir kenara bazı yerlerde gülmemek için kendimi zor tuttum. Tamam itiraf ediyorum, güldüm.

Filmin resmi internet sitesinde de slogan olarak konan cümleden anlayacağınız üzere (Bazen ilk görüşte bilirsin, o senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın, bulamazsın) bu bildiğiniz duygusal drama. Ya, iyi de; filmin adına 'tesadüf' kelimesini koymak saçmalığa müsamaha göstermemiz manasına gelmez. Gerçekten iyi bir yönetmen (Ömer Faruk Sorak), sürprizlere açık kurgu güzellikleri, Ozan Çolakoğlu'nun müzikleri, Müslüm Gürses ve Şebnem Ferah'ın sesi, 'esas kız'ı oynayan Belçim Bilgin'in (Yılmaz Erdoğan'ın eşi oluyor) dışında oyuncu kadrosunun yerinde olması, vs... Kurtarmıyor. Tesadüf adını verdiğiniz saçma sapan senaryo ile duygusal drama yapma iddianız gişeden başka yerde işe yaramaz. Evet, bu konuda başarılı olacağınız aşikar. Doğrudan gişeye oynayan bir yapım.

Basalım müziği, verelim dramayı, bol tesadüf (sürpriz diyemiyorum), kavuşamasınlar ya da kavuşsunlar (fark etmiyor), birinin hasta olması lazım, başladığı yerde bitsin bir şeyler, ne de olsa aşk diyoruz, yediririz...

Allah aşkına yapmayın. Bu tesadüfler zincirine senaryo demek, gerçekten senaryo yazanlara haksızlık olur. Hayır, öyle tesadüfler olur ki, şaşar kalırsınız. Bu filmde öyle bir şey de yok. Bütün tesadüfler ezberimizde zaten. Basit diyaloglar da cabası.

Post-modern bir Yeşilçam işi izliyoruz diye düşündüm bir ara. Ama yok. Böyle bir ifade Yeşilçam filmlerinin doğallığına ve 'özgünlüğüne' hakaret olur. Çünkü o filmler -ne kadar 'kötü', 'basit', 'didaktik' şeklinde nitelendirilse de- özgündü. Aşk Tesadüfleri Sever'in özgün olan bir yanı yok. Teknik olarak elbette 40 yıl önceki 'ağabeylerinden' daha ilerideydi.

Bir itirafta daha bulunayım. Filme gitmeden önce 'tesadüf' ile 'tevafuk' kavramlarına eğilmeyi ve bu felsefi noktadan yola çıkarak bir yazı kaleme almayı düşlemiştim. Filmden çıkınca kendime güldüm. Üzüldüm de.

Sonra, başroldeki kızın sevgilisini 'aldatması'na 'kalbini dinle' sloganı ile kılıf uydurulmasına dair de bir şeyler yazacaktım. Vazgeçtim.

İyisi mi, bu yazıyı, -filme yaraşır bir şekilde- tesadüfen oluşan bir diyalog ile bitirelim.

- Amca size baba diyebilir miyim?

- Ne babası evladım, sen niye hâlâ burdasın?

- Amca ben seni çok sevdim.

- Bak Allah'ın işine.

- Amca size baba diyebilir miyim?

- O soruyu geçmedik mi, velet?

- Niye kızıyosun ki, amca?

- Yavrum buralar sana göre değil.

- Ama benim gidecek bi yerim yok ki, amca.

- Ohoo... Sen iyice dramaya bağladın. Hadi canım, hadi.

- Amca size baba diy...

- Lan git. Bi tesadüf bul kendine. Gir senaryoya, kurtar kendini.

- Ama benim hiç senaryom olmadı ki, amca.

- Senin kadar rolünü yaşayanını görmedim.

- Efendim amca?

- Valla ben o filmi unuttum, ne demem lazımdı benim sana? Hah, buldum. YAVRUM, BEN ZATEN SENİN BABANIM.

- Bana annemi tekrar anlatır mısın babacığım?

- Ne?

- Senin annen bir melekti yavrum.

- Yavrum mu?

- Bu resimdeki amca kim anne?

- Hıg!

- Bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı.

- Gıg!

- Kızımın peşini bırakmak için ne kadar istiyorsun?

- Lan bacaksız...

- Çok küstahsınız kuzum.

- Hı!

- Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim.

- Aha!

- N'olur gerçeği söyleyin doktor, yaşayacak mıyım?

- Hayırlısı.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Abdülhamit Güler
20-02-11
E mail: milligazete.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BENİM BİLDİĞİM AŞK, BU FİLMİ EVİRE ÇEVİRE DÖVER
Online Kişi: 31
Bu Gün: 373 || Bu Ay: 6.929 || Toplam Ziyaretçi: 2.238.517 || Toplam Tıklanma: 52.325.438