ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 104
Yazar: Mustafa Uslu
TÜRKÇENİN LANSMAN İHTİYACI!

TÜRKÇENİN LANSMAN İHTİYACI!Lansman toplantıları yapıyoruz, yeni paradigma belirliyoruz, manipüle etmiyoruz, provokasyona gelmiyoruz, konsensüs sağlıyoruz, çocukları kreşe gönderiyoruz, part time çalışıyoruz, cv hazırlıyoruz, redakte ediyoruz, format atıyoruz, depresyona giriyoruz, check-up yaptırıyoruz, trend yakalıyoruz. Egzersizimiz, koçumuz, mentörümüz var… Hangi birisini söylesem?

Hâl böyleyken kim demiş yabancı dil öğretmekte ve öğrenmekte sıkıtımız var diye? Görülüyor ki yabancı kelime bilgimizle zirveyi zorluyoruz. Sadece kelimeleri çatamıyoruz, gereken ekleri takamıyoruz, kurallara uyamıyoruz, cümle kuramıyoruz. O ayrı mesele.

Bağnazlık etmeyeyim, bazı değişikliklere uğrayarak ya da uğramadan dilimize geçmiş teknoloji ve bilimle ilgili terimlere/kelimelere eyvallah desek de uygun Türkçe karşılıkları olduğu hâlde en yetkili dillerden dökülen “lansman, paradigma, konsept, manipüle, jargon, platform…” gibi kelimelere ne demeli! Say, say bitmiyor.

Yahya Kemal’in “Bu dil ağzımda annemin sütüdür.”, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Türkçem, benim ses bayrağım.” sözleriyle kıymetlendirdiği Türkçemizin son yıllardaki durumu, geçmişteki eski-yeni vb. karşılaştırma ve çatışmaların ötesine geçmiş, farklı bir noktaya ulaşmıştır.

Dilimizdeki “tanıtım” yerine kullanılan lansman, Fransızca lancement kelimesinden geliyor. Bu ithal kelime “proje lansmanı, basın lansmanı, lansman fiyatı…” olarak öyle yumuşak söyleniyor ki kelime veya dil sanki sızma zeytinyağıyla yağlanmış.

“Değerler dizisi, yöntem” gibi kelimelerin yerine kullanılan paradigma da Fransızca paradigme kelimesinden geliyor. “Ortam, tartışma ortamı, kürsü”  anlamında kullanılan platform, Fransızca plate-forme kelimesinden dilimize geçse de İngilizcede altmışa yakın anlama sahip.

TDK’nın “yönderlik” karşılığını verdiği mentor/mentör kelimesi, Türkçe yapım eki luk/lük’ü almış, mentorluk/mentörlük olarak kullanılıyor. Fransızca-Türkçe veya başkaca sözlükleri karıştırdığımda “danışman, eğitici, akıl hocası, lala…” gibi karşılıkları olsa da ısrarla mentor/mentör kelimesini kullananlar var.

 

Efsaneye göre kökeni 3500 yıl öncesine dayanan bu kelimeye mitolojik bir anlam da yüklenmiş. Güya Homeros’un Odysseia destanındaki Kral Ulysses, Truva Savaşı’ına giderken oğlu Telemachus’u eğitip yetiştirmesi için yakın arkadaşı Mentor’a teslim etmiş. O da savaştan yirmi yıl sonra dönebilen Ulysses’in oğluna öğretmen-öğrenci ilişkisi çerçevesinde özel eğitmenlik ve akıl hocalığı yapmış. O günlerden kalma mentor/mentör kelimesi dilimizde koç gibi yerini almış vaziyette. Koç deyince “çalıştırıcı” anlamında kullanılan koç (coach) kelimesinin de İngilizceden dilimize geçen ve sıkça kullanılan kelimelerden olduğunu unutmamak lazım.

Yine sık kullanılan manipülasyon/manipulation (hile, hileli yönlendirme, bilgileri değiştirme); provokasyon/provocation (kışkırtma); konsensüs/consensus (uzlaşma); kreş/crèche (yuva); depresyon/dépression (bunalım); ambiyans/ambiance; (tarz, ortam); bürokrat/bureaucrate (üst düzey devlet yöneticisi); detay/détail (ayrıntı); egzersiz/exercice (alıştırma); empoze etmek/imposé (dayatmak); konsept/concept (tarz, düzen, kavram, anlayış, görüş); prestij/prestige (saygınlık); jargon/jargon (özel dil, söz dağarcığı); jenerasyon/génération (nesil, kuşak); jonglör/jongleur (hokkabaz); obje/objet (nesne, cisim); spesiyal/spécial (özel)… Fransızcadan dilimize geçen kelimelerden bazıları.

Workshop (işlik, iş yeri, fikir üretme toplantısı); sponsor (destekleyici); format atmak (biçim – biçimlendirmek); sticker (etiket); extrem (aşrı, sıra dışı); okey/ok (tamam); cv (özgeçmiş); story (hikâye); link (bağlantı); brifing/briefing (bilgilendirme); part time (yarı zamanlı); star (yıldız); vip/very importent person (çok önemli kişi); trend (akım); check-up (genel sağlık kontrolü)… gibi kelimeler de İngilizceden dilimize geçmiş ve sıkça kullanılıyor.

Fransızca, İngilizce veya diğer dillerden dilimize geçen, hatta bazıları Türkçe eklerle fiil, deyim, isim ve tamlama olarak kullanılan çok sayıda kelimeyi ayrı ayrı ele almak imkânsız. Yazımın başında da ifade ettiğim gibi bazı kelimeler, terim olarak ya da Türkçede tam karşılıkları bulunmadığı için dilimize geçmiş, hatta dilimizin ses özelliklerini almış olabilir. Bu şekilde dilimize yerleşmiş pek çok kelime vardır.

TDK Türkçe Sözlük’ün 12. baskısında 132.334 söz varlığı bulunmaktadır. Bunlardan on beş bine yakını yabancı kökenli kelimedir ve belirttiğimiz sebepler çerçevesinde elbette bu mümkündür. Ancak uygun Türkçe karşılıkları olduğu hâlde bazı yabancı kelimelerin ısrarla kullanılma sebebini anlamak mümkün değildir. Yoksa Türkçemizin de bir lansman ihtiyacı mı vardır!

Nihad Sami Banarlı, dilin milletlerin hayatındaki önemini vurgulamak için “Orwell, 1984 adlı romanında milletleri dil yıkımıyla çökertip bir takım sürüler hâline koymak isteyenlerin hedeflerini ve hikâyesini yazmıştır.” (Türkçenin Sırları, s. 4) diyor.

Yıllardır Türkçenin önemi söylenip yazılsa da -böyle bir olumsuzluğa fırsat vermemek için- “Güzel Türkçemizi güzel konuşalım, güzel yazalım” ilkesiyle şu hatırlatmaları yapmakta fayda görüyorum:

1) Sadece Türkçe ve edebiyat öğretmenleri değil, öğretmenlerimizin tamamı Türkçeyi doğru ve güzel kullanarak öğrencilerine örnek olmalı, öğrencilerini bu yönde teşvik etmelidir.

2) Anneler, babalar, ağabeyler, ablalar, akrabalar ve büyüklerin her biri Türkçeyi en güzel şekilde kullanarak küçüklere örnek olmalıdır.

3) Siyasetçiler, üst düzey yöneticiler, akademisyenler, yazarlar, şairler, sanatçılar, sporcular -önemli şahsiyetlerin tamamı- Türkçeyi doğru ve güzel kullanarak millete örnek olmalıdır.

4) Ticari kuruluşlar ve iş yerleri Türkçe isimler kullanmanın yanında tanıtımlarında Türkçeyi doğru kullanarak örnek olmalıdır.

5) Gazete, dergi, kitap, radyo, televizyon ve sanal ortamda yer alan yazı, haber, program ve duyurularda Türkçenin doğru/güzel kullanımına özen gösterilerek örnek olunmalıdır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Uslu
10-11-23
E mail: maarifinsesi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TÜRKÇENİN LANSMAN İHTİYACI!
Online Kişi: 7
Bu Gün: 125 || Bu Ay: 9.787 || Toplam Ziyaretçi: 2.222.178 || Toplam Tıklanma: 52.173.381