ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / TEFEKKÜR
Okunma Sayısı: 204
Yazar: Mehmet Sürmeli
İYİLİĞİ EMRETMEK ÖZGÜVEN İSTER

İYİLİĞİ EMRETMEK ÖZGÜVEN İSTERResulullah sallallahu aleyhi ve sellem, emr-i bil marufu yerine getiren kimselere yaptıkları görevin ulviliğinden dolayı dokunulmazlık alanı biçmiş ve onların hayatına kast edenlerin yaptığı günahı nasıl bir suça denk gördüğünü sorulan soru üzerine şu hadisinde dile getirmiştir:

“Kıyamet gününde insanların en şiddetli azaba çarptırılacak olanları, peygamberlerini ve emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker görevini yapanları öldürenlerdir.” (Taberî, Câmi’ü-l Beyan, c.III, s.216)

İslam’ın izzeti

Yukarıda yazılan ifadeler emr-i bilmarufun hem bireysel yönüne hem de kurumsal tarafına işaret etmektedir. Bu ifade kalıbının içerisindeki “emir” ifadesinden yola çıkarak bir açıklama yapacak olursak, bireysel anlamda bile emir konumunda veya emredecek üstünlükte ve özgüvende olmayanlar bu ibadeti ifada zorlanırlar veya hakkıyla yapamazlar.

Hele de dini kimliğini rahatça ifade edemeyenlerin, dinimizi yükselen değerlerin gölgesinde kompleksli bir biçimde yorumlayanların bu konuda ciddi dertleri de yoktur.

Şayet insan kendi konumunu bilir ve Müslüman olmanın izzetini içselleştirirse her zaman ve her yerde bu ibadeti yerine getirir.

Böyle bir izzetin sahibi Müslümanın işin yöntemini bilmemesi de imkânsızdır. Bu üstünlüğü ve özgüveni Müslümanlara kazandırmanın yolu da eğitimden geçer.

Kral gibi

Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, vermiş olduğu eğitim sayesinde kralların karşısında kral gibi duruş sergileyen bir ümmet yetiştirmiştir.

İslâm tarihinde Cafer bin Ebitalib’in Habeş hükümdarı karşısındaki tutumu, Muğire bin Şube’nin İran Kisrası’nın yanındaki duruşu, Dıhye el-Halife’nin Bizans kralı ile olan konuşmaları sadece birer örnektir.

Örnekler saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Zira her peygamber ümmetini özgürleştirmek ve zihinsel prangaları kırmak için gelmiştir. Allah Teâlâ’dan başka hiçbir varlığın önünde eğilmemek bunun mutlak kanıtıdır.

Durum böyle iken din adına Müslümanları yeniden köleleştirmeye çalışmak ve zihinlerine prangalar vurmak müşrikçe bir tutumdur. Esefle belirtelim ki bu yanlış davranış din kisvesi adı altında bugün bile meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mehmet Sürmeli
02-04-23
E mail: irfandunyamiz.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İYİLİĞİ EMRETMEK ÖZGÜVEN İSTER
Online Kişi: 10
Bu Gün: 114 || Bu Ay: 9.776 || Toplam Ziyaretçi: 2.222.147 || Toplam Tıklanma: 52.173.030