ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : TASAVVUF / TASAVVUF VE TARÎKATLAR
Okunma Sayısı: 2624
Yazar: Şefik Kocaman
CEMAAT-TARİKAT

CEMAAT-TARİKATBesmele, hamdele ve salat-ü selamdan sonra… Hain darbe girişiminden sonra tarikatlar ve cemaatler çokça konuşulur oldu. Özellikle reformist akademisyenler ekran ekran dolaşıp tarikat-cemaat karşıtlığını yüksek sesle dile getirir oldular.

Nedir tarikat? Ve nedir cemaat?

Aslında bunlar aynı şeyler değildir. Cemaat yapılanmasıyla tarikat yapılanması farklıdır. Cemaat, bir liderin etrafında heyetleri, kurulları olan herhangi bir gaye-hedef için belli bir hiyerarşik düzen içerisinde hareket eden topluluktur. Tarikat ise Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadar uzanan bir manevi terbiye silsilesine sahip olan bir mürşidin etrafında sırf din-i Mübin-i İslam’ı daha güzel yaşayarak Allah’ın rızasını kazanmaya çalışan insanlardan oluşan bir topluluktur. Türkiye’de cemaat denilen toplulukların çoğu aslında tarikattır.

Tarikatlarda bazen mürşit irşat için ehil bir kimseyi bulamayınca yerine şeyh bırakmadan gider. Geride kalanlar da topluluk dağılmasın diye bir lider seçerler. Böylece tarikat cemaate dönüşmüş olur. Niyetler iyi olup kitaba göre hareket edildikten sonra yani İslam’dan taviz vermeden büyüklerin yolu takip edilirse yine İslam’a, Müslümanlara, vatana, millete, devlete faydalı hizmetler yapılabilir.

Nefse uyulur, dinde yeni şeyler (bidatlar) icat edilerek din büyüklerinin yolu terkedilirse o zaman cemaat haktan saptıran bir yapıya dönüşür. Allah muhafaza…

Neticede insan sosyal bir varlıktır. Hemcinsleriyle birlikte hareket etmek mecburiyetindedir. Aynı gayeye, aynı hedefe sahip insanların bir araya gelmeleri ve birlikte hareket etmeleri kadar doğal bir şey yoktur. Yeter ki taassupla hareket edilmesin, kendileri gibi olmayan, kendileri gibi düşünmeyenlere düşmanlık edilmesin, adaletsiz davranılmasın.

Tarikatlar ve cemaatler Türkiye’nin gerçeğidirler. İnkar etmek mümkün değildir. Bir zamanlar kanunla yasak edilmiş olmaları neyi değiştirdi ki? En zorlu şartlarda İslam’ın bugüne taşınmasına onlar vesile olmadılar mı? Bugüne kadar sağcı-muhafazakar siyasilerin iktidar yürüyüşlerinde aslan payının tarikat ve cemaatlere ait olduğu inkar edilebilir mi?

Evet, yanlış yapanlar, istismar edenler olmuştur olmaktadır da. Fakat her şeyi, her makamı, her yapıyı istismar edenler tarih boyunca olmuştur. Kimileri hilafet makamını, kimileri ilmi-alimliği, kimileri vakıfları, kimileri başbakanlığı, bakanlığı, kimileri zenginliği vs istismar etmediler mi? İnsan bu yoldan çıktı mı her şeyi, her müesseseyi istismar edebilir kötüye kullanabilir.

Tarikatları ve cemaatleri de istismar eden, şahsi menfaatleri doğrultusunda kullananlar elbette olabilir. Ancak buradan hareketle genelleme yapmak, suçtan beri olanları da itham etmek doğru bir davranış olmaz. Kurunun yanında yaşı yakmak haksızlıktır.

Sorayım size; bugüne kadar şu darbeye yeltenen cemaat dışında devleti ele geçirmeye çalışan, devleti ele geçirmeyi hedef edinen başka bir cemaat biliyor musunuz? Tarikatların ve cemaatlerin vazifesi dinine, vatanına, devletine, Müslümanlara ve bütün insanlığa faydalı fertler yetiştirmektir. İslam’ı öğretmek, yaşanmasına vesile olmak bu demektir. Bu gayeden saparak şahsi veya kurumsal menfaat devşirmeye çalışanlara bakarak umumu rencide etmek hakşinaslıkla bağdaşmaz.

Madem akademisyen kılıklı birileri cemaatleri kötülemeye çalışıyor o halde şu soruya cevap vermeleri gerekmez mi?

Dernekler, vakıflar, federasyonlar, partiler, spor kulüpleri vs hepsi cemaat değil midir? Allah için, dini daha güzel yaşamak için bir alimin, bir Allah dostunun etrafında toplanmayı yanlış kabul ediyor da dünya için, malayani (dünya ve ahirete faydası olmayan şeyler) için bir araya gelmeyi doğru mu buluyorsunuz?

İki yüzlülüğün lüzumu yok. Cemaatlere ve tarikatlara karşı olanların her türlü topluluğa ve özellikle de particiliğe karşı olmaları gerekir. Neticede nice insanlarımız bu particilik sebebiyle birbirlerine düşman oldular ve hatta birbirlerinin canlarına kıydılar.

Allah, cümlemizi her türlü istismarcılardan korusun…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Şefik Kocaman
24-08-16
E mail: gazetevahdet.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
CEMAAT-TARİKAT
Online Kişi: 20
Bu Gün: 47 || Bu Ay: 6.559 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.009 || Toplam Tıklanma: 52.122.670