ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 4022
Yazar: Ahmet Ar
SEV AMA İLÂHLAŞTIRMA!

SEV AMA İLÂHLAŞTIRMA!Sosyal medyada bazı siyâsî figürlere aşırı perestiş ediliyor. "Sen ne dersen o", "Yüzde yüz sana güveniyoruz" gibi taşkın ifâdeler görüyoruz. Sevdiğini -bazen de korktuğunu- ilâhlaştırma, insanoğlunun en kadîm hastalıklarından.

Mevzû ile alâkalı birkaç husûsu kardeşlerimize arz edelim:

1-Hiçbir beşere yüzde yüz itimat olamaz. Bir insan kendine bile yüzde yüz güvenmemelidir. Bu, beşeri ilâhlaştırmadır. Çünkü yüzde yüz güvenmek hatâ yapmayacağına inanmaktır. Hatâsızlık Allah’a mahsustur. Bir de Allah tarafından korunmuş Peygamberlere…

2-Biz, insanın en büyük düşmanının kendi nefsi olduğuna inanmışız. Kendi nefsimize güvenmek bile hatâların en büyüğüdür.

3-İnsan kendi nefsine bile asla güvenmemeliyken nerde kaldı başkasına yüzde yüz kefil olabilsin?

4-Bırakın siyâsî figürleri, bir şeyhi, bir İslâm âlimini bile yüzde yüz emin göremeyiz. Çünkü beşer, şaşar.

5-Peygamberlerden başka hiçbir beşer hatâdan korunmuş değildir. Hatâ yapma ihtimâli herkes için geçerli.

6-Necip Fazıl'dan:

Yeter Allah'tan korkmak eğer gâye ilimse
Ve câhil kalmak için yeter güvenmek nefse...

Bu kadar...

7-Nefsine güvenen, cehlin zirvesindedir. Çünkü onun ne büyük bir tehlike olduğunu bilmemektedir.

8-İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, dînin nefsi tanıtmak, onunla mücâdele etmeyi öğretmek için gönderildiğini söyler.

9-Din, nefsle mücâdeleyi öğretmek için gönderildi. Tasavvuf, dînin bu yönü üzerinde derinleşen bir hâl ilmidir.

10-Şu hâlde, îmânından şüphe etmediğimiz kardeşler hiçbir siyâsî figürü "Yüzde yüz emîniz, sen ne dersen o!" diye yüceltmesin.

11-"Sen ne dersen o" dediğin adamda da nefs var. Bir hatâ yaparsa o hatâya da eyvallah mı diyeceksin? Neresine dokunursan patlayacağını bilmediğin bir bombayla oynamak gibi…

12-Mehmet Akif, İttihat Terakki'ye gireceğinde yemin metnindeki “Cemiyetin her emrine kayıtsız şartsız itaat edeceğim.” ifâdesini kabul etmemiş, "Doğrusunu destekler, yanlışına karşı çıkarım." diye yemin ederek girmiştir. Bir komitacı şebekesine bile kayıtsız şartsız itaat yemini etmemiştir. Doğru tavır budur.

13-Bırakınız başkasına yüzde yüz teslim olmayı, birisi size böyle bağlansa, onu reddediniz. "Ben beşerim, şaşarım kardeşim." deyiniz.

14-Bu türlü hatâlar şeriat ve tasavvuftan habersiz olmaktan kaynaklanıyor.

15-Ölçümüz sâdece ve sâdece Allah ve Resûlünün koyduğu ölçü; yani şeriattir. Şeriatten ayrılmayan insan en akıllı insandır. Şeriatten ayrılmayan insan en akıllı, en doğru insandır; çünkü şeriate uyan hatâ yapmaz.

16-Bütün âlim, sûfî, siyâsî şahsiyetleri şeriat ölçüsüne vurur, doğrusunu destekler yanlışına karşı çıkar, en azından katılmayız.

17-Mekkeli müşrikler putlara tapıyorlardı fakat ateist değillerdi. Putlara tapmaları Allah’ın varlığını inkâr mânâsına gelmiyordu. Onlar putlara, Allah’a yakınlaştırsın diye tapıyor, şirk koşuyorlardı.

İyi bil ki halis din ancak Allah'ındır. O'ndan başka bir takım dostlara tutunanlar da şöyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibâdet ediyoruz.” şüphe yok ki, Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyle hükmünü verecektir. Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz. (Zümer, 3)

18-Bakara 165. âyet bu mevzûda müthiştir:

Öyle insanlar vardır ki Allah’tan başkasını (putları, arzu ve hevalarını, yücelttikleri, sevip bağlandıkları şahısları, bazı varlık ve eşyayı, gizli veya açıktan sevip) O’na (Allah’a) denk hâle getirirler; tıpkı Allah’ı sever gibi onları severler,[62] (böylece şirke düşerler, Allah yerine onlara bağlanırlar). (Hakiki) inanmışların Allah sevgisi (emirlerine itaat ve bağlılığı) ise daha kuvvetli (ve içtendir). (O’na denk hiçbir sevgi beslemezler. Allah’a eş koşup da kendilerine) zulmedenler, azabı gördükleri zaman, (anlayacakları gibi) bütün kuvvet (ve kudret)in Allah’ta bulunduğunu ve Allah’ın azabının, gerçekten çetin olduğunu keşke (önceden) bilselerdi. [Karşılaştırınız: 6/136; 12/106; 14/30; 31/21; 33/66-68; 34/31; 40/73-75; 45/23]

http://www.serveriletisim.com/feyzul-furkan/index.php/sureler/bakara-suresi/

19-Allah hiçbir şeyi ve kimseyi Allah'ı sever gibi sevdirmesin. Bu, düpedüz şirktir. Aman kardeşler dikkat!

20-Filanca siyâsî figürü seveceksen sev; ama ne olur, âyet-i kerîmede bildirilen hatâya düşüp onu ilâhlaştırma. Hazır îmânını da kaybedersin.

21-Tarîkat ehli kardeşler, siz de şeyhinizi, büyüğünüzü sevebildiğiniz kadar seviniz ama İlâhî Kelâm’ın bildirdiği yanlışı yapmayınız, onları ilâhlaştırmayınız.

NOT: Bir din âlimi olmadığımızın farkındayız; ama yukarıdaki kardeşçe îkâzı her Müslümanın her Müslümana yapabileceğini düşünüyoruz.

Yazar: Ahmet Ar
10-05-16
E mail: ahmet_ar@dogrulus.com
Yazar Hakkında Bilgi ve Diğer Yazıları
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
SEV AMA İLÂHLAŞTIRMA!
Online Kişi: 18
Bu Gün: 49 || Bu Ay: 6.561 || Toplam Ziyaretçi: 2.216.016 || Toplam Tıklanma: 52.122.737