ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 1774
Yazar: Serdar Demirel
TAKVÂ İMTİHÂNIMIZ

TAKVÂ İMTİHÂNIMIZİnsan, dindarlığa ilk adım attığında artık iyiden daha iyiye ve daha kemale doğru bir yaşam çizgisine sahip olacağını sanır. İlim, ibâdet ve ahlâkî eksikliklerini bir duvarın tuğlalarını örer gibi sabırla örerek tamamlayacağını, Kur’an’la diyaloğunu her geçen gün güçlendireceğini, yaşı ilerledikçe ruh kıvamını varoluşun gayesine uygun yakalayacağını hem temenni eder hem sanır.

Aslolan budur ve böyle olması gerekir. Ama insanların çoğunluğunun dindarlık serüvenleri bu hislere paralel bir seyir takip etmez. Yolda dökülenler, ayağı tökezleyenler, düşüp kalkanlar olur. Hayat her daim imtihan olduğundan insan iddiasıyla baş başa bırakılmaz; iman ve istikamet iddiası her ân sınanır.   

Müslümanlar arasında  genel bir yanılgı vardır. Kelime-yi tevhidi söyledikten sonra hep tevhit eksenli bir hayat yaşayacağını sanmak. Bir dönem dindarlaşma mücadelesi verdikten sonra artık hiçbir şeyin imanına, takvasına zarar vermeyeceğini vehmetmek..

Oysa insanın yeryüzündeki imtihanı son nefese kadar devam eder. O son âna kadar kimse Rabbiyle iman üzere buluşacağı garantisine sahip değildir. Dolayısıyla kişi imanını, takvasını ve Müslümanlığını korumak üzere uyanık olmak, tedbirler almak zorundadır.  En büyük imtihan imanı ve takvayı koruma imtihanıdır.

Çünkü nefis, şeytan, insten şeytanlar insanı Allah’tan uzaklaştıracak tuzaklar kurarlar. Mü’min sınırları aşmamak ve teslimiyet üzere ruhî donanıma sahip olmak durumundadır. Bu hakikati bilincinde canlı tutarak, yol azığı hazırlayarak engelleri aşabilir. Allah (c.c) kullarını bu hususta uyarır:

“(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?” (Bakara: 2/214)

Burada kimlerin nasıl sınandığını hatırlayabiliriz tabiî. En başta da kıssası Kur’an’da bize bildirilenler..

“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele!” (Bakara: 2/155)

Kur’an, insanın dünya hayatının ayrılmaz parçaları olan ölüm, korku, açlık, mal azlığı, fakirlik, hastalık ve bittabi mal-mülk, makam, evlat ve eş sevgisi gibi hususlarla da sınanacağını bildirmektedir. Buna göre bir hayat yaşamak için sürekli canlı bir Allah bilinciyle kuşanmak gerekir.

Ben felsefe, siyaset, sosyoloji, edebiyat kitapları, gazete vs. okuyarak takvasını artıracağını sanan kişiler gördüm. Bunun sonucu olsa gerek gayet iyi siyasi ve sosyolojik tahliller yapan ama namaz kılmayan Müslümanlar biliyorum. Namaz yoksa diğerlerini konuşmak bile zait kaçar.

Gece gündüz dünyalıkların peşinde koşmak, hep seküler bilgi arayışı ve aktiviteler içinde olmak insanı ahiret merkezli yaşamaktan kopartır, ona önceliklerini unutturur. Mü’min dünyayı âhiret merkezli yaşamalı ve inşa etmelidir.

Takva, Müslüman oldum demekle kendiliğinden kazanılan bir kıvam değildir. İmanın artıp eksilmesi meselesi İslâm ekolleri arasında ihtilaflı bir konudur. Ama meselenin ihtilaflı olmayan yönü ise; takva artar ve eksilir..

Çoğumuzun Kur’an’la ilişkisi zayıf. Kimisinin hiç yok. Takva inşa edecek süreçlerden, faaliyetlerden uzak duruyoruz. Bir araya gelip Allah’ı, âhireti, ölümü hatırlatacak programlar yapmıyoruz.. Kabir ve hasta ziyareti pek yok..

Bu vasatta Müslümanlar da ölümü anmaktan pek hazzetmiyor diyebiliriz. Ölüm onların da ağzının tadını kaçırıyor. Muhabbetlerin en koyusunu varlığın gayesi değil gelip geçici olanlar teşkil ediyor. Bu da derinden bir dünyevîleşme krizini işaretler.

Sözün özü, bir takva sorunumuz vardır ve bununla yüzleşmek durumundayız. Âhiretimiz buna bağlı olduğu kadar dünyamız da buna bağlıdır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Serdar Demirel
24-04-16
E mail: yeniakit.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
TAKVÂ İMTİHÂNIMIZ
Online Kişi: 22
Bu Gün: 598 || Bu Ay: 5.988 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.849 || Toplam Tıklanma: 52.114.770