ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 2431
Yazar: Ramazan Ercan Bitikçioğlu
ŞİA MAKYAVELİSTTİR

ŞİA MAKYAVELİSTTİRTürkiye Müslümanlarının kafası karışık. Bunun sebeplerine girecek olursam «uzun yazı» kotamı on kere aşmam gerekecek. Bu nedenle ana hatları zikretmekle iktifa edeceğim..

Bizde tarikat ve cemaatler «Devrim Kanunları»ndan bu yana yasaklı oldukları için, herkesçe malûm bir ifadeleri yok. Bu yüzden de birçok tarikat yahut cemaatin adı biliniyor ama ne ile iştigal ettikleri bilinmiyor. Çoğunun geçmişteki aslıyla alâkası kalmadığı için de fazla bir fikir yürütülemiyor.

Hele Şiâ gibi Anadolu’da pek revaç bulmamış sapık fırkaları hemen hiç bilmiyor Türkiye... Biz, İran (Pers) Şiâsını bile hakkıyla tanımıyoruz. Bazı kardeşlerimiz soruyor: “Mezhep farklılıkları düşmanlık sebebi gibi, meselâ neden Şiî kardeşlerimizle ayrıyız?” Bunlar sıkça soruluyor. Şiâyı Hanefî, Şafî gibi bir mezhep sananlar bile var!..

Efendim Şiâ mezhep değil, fırkadır. Hem de Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) işaret buyurdukları 72 sapık fırkanın en öndekilerinden.

Fırka, bir grup insandır, bir sekttir.. Diğer insanlardan ayrı; müstakil cemâat, fikir ve inanç aykırılıklarından doğan gruplardır. Mezhep ise; gidilen yol, ekol (okul) anlamına gelen Arapça bir kelime. Istılahta ise Hanefi, Şafi, Malikî, Hambeli gibi Ehl-i Sünnet yollarıdır.

İbn-i Hazm gibi bazı büyük İslâm âlimlerine göre, Şiâ İslâm dininden bile sayılmaz... (min gayr’i haddin bizim de görüşümüz bu yöndedir, aşağıda anlatılınca hak vereceksiniz..)

Şiâ, Kur’ân’a «Velaye» adını verdikleri bir Sûre ilâve etmiştir. (Ezan’a da “Aliyi veliyullah” ilavesi..) Şiâ içinde öyle şubeler vardır ki, “benim dinim de kitabım da, kıblem de Ali’dir” diyerek Hz. Ali (kerremallahü veche) hazretlerini háşa sümme háşa ilâh ilân ederler. Çok afedersiniz, “insanın cinsel organına bile tapsanız, Allah’a tapmış olursunuz” diyen sapıklıkta tahayyül sınırlarını aşanları vardır. Bunlara reddiye yazmak bile mide bulandırır, okuyanlara eza verir.. (İnternette sapıtanlar.com adresinde bunlarla ilgili birçok video var, inanmayanlar izlesinler)

Hadîs-i şerîf’te «fırka» “Ümmeti alâ selatin ve seb’îne firkaten....” şeklinde geçer. (Bknz: Konya merkez vaizi Asım Uysal, Hz. Peygamberimizin Buyurduğu 73 Fırka, Uysal Yay, 1981, s: 36)

* * *

Makyavelistler nasıl maksatları için hiçbir engel tanımıyor, her türlü yalan ve desiseye mübah diyorlarsa Şiâ’da da aynısını yapar... Oysa yalan Şarap içmek kadar büyük günahtır dinimizde. Müslüman helâk olacağını bilse yalan söylemeyecek. “Bizi aldatan bizden değildir” buyurulmuş.

Takiyye, dinî inançları saklamak ve hattâ sizinle aynı inançta imiş gibi görünmek, davranmak.. Tek kelime ile sizi dininizle “kandırmak” yani...

Arapçada Kitman ise, politik inançların ve davranışların gizlenmesi argo tâbirle çaktırılmaması veya başka bir şekilde takdim edilmesi. Bir nevi dinî sırları saklama, herkese açık etmeme, Şiîler içinde açık, Ehl-i Sünnete karşı ketum olmak...

Muhterem okurlarım, «73 fırka»yı anlatan merhum Asım Uysal hoca bunların sekiz (8) asıl fırkasını; 1) Mûtezile, 2) Şiâ, 3) Havâric, 4) Mürcie, 5) Neccâriye, 6) Cebriyye, 7) Müşebbihe, 8) Nâciye olarak zikreder. (s: 76)

Mûtezile:Yirmi (20), Şiâ veya Râfizî: Yirmi iki (22), Havâric: Yirmi (20), Mürcie: Beş (5), Neccâriye: Üç (3), Cebriyye: bir (1) Müşebbihe: Bir (1)  fıkra olarak toplam 72 fırkadır.

Fırkai Nâciye ise, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimizin Cennetle müjdelediği ve ashabının (radiyallahu anhüm ecmain) akide veamelleri üzere olan ve «Ehl-i Sünnet vel Cemaat» ismi ile anılan topluluk. Böylece fırkaların hepsi, yetmişüç (73) fırka ve/veya millet olmaktadır.

Muhterem kardeşlerim, bu satırları min gayr’i haddin yazma sebebim, Şiî olduğu halde taqiyye ile kendisini Sünnî; ve İranlı olduğu halde Afganlı gösteren Cemaleddin sapığı ve idam edildiği için (sırf bu nedenle) bir İslâm kahramanı gibi gösterilen, Allah-u Azze ve Celle için hiç tevil etmeden “Allah gerçek bir «Janus»” diyebilen Ali Şeriati zındığı gibilerin peşinden gidenler var hálâ!..

Herif, abuk sabuk, insanı küfre sokan şeyler yazıyor, Allah’tan zerre kadar korkmuyor, hayá etmiyor.. “Allah gerçek bir «Janus». İki çehreli Allah! Yahova çehresi, Teus çehresi, iki seçkin ve çelişik sıfatı «Kahhar» ve «Rahman». Yahova gibi «müntegem» (intikamcı), «müstebit», cebbar, mütekebbir ve «şedidül-ikâb»” (Muhammed’i Tanıyalım − İslâm Şinasi Meşhed − III), Ali Şeriati, Çev: Ali Seyyidoğlu, Fecr Yay, Ankara 1988)

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ramazan Ercan Bitikçioğlu
06-02-16
E mail: milatgazetesi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
ŞİA MAKYAVELİSTTİR
Online Kişi: 29
Bu Gün: 93 || Bu Ay: 9.316 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.973 || Toplam Tıklanma: 51.941.236