ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / PORTRELER
Okunma Sayısı: 3169
Yazar: Ömer Lekesiz
MEÇHULLERE KARIŞMIŞ BİR CEVHER: CEZMİ ERTUĞRUL

Masa üssündenMasa üssünden

...

2-Cezmi Ertuğrul'un ilk basımı 1917'de yapılan Dil ve Edebiyatımız (Lisanımız ve Edebiyatımız) adlı kitabı Büyüyenay Yayınları tarafından geçtiğimiz günlerde okura yeniden sunuldu.

Kitabın önemine kısaca değineceğim ama “hazırlayanı” N. Ahmet Özalp olunca, bu bağlamda fazla bir söze de ihtiyaç kalmıyor aslında.

“Sunuş” yazısında “hayatı meçhul olan” Cezmi için her şeye rağmen bir “kimlik çerçevesi” çizen Özalp, vaki boşluğu asıl onun bu eserini hazırlayıp, sunmakla doldurmuş oluyor.

Keşif heyecanıyla kimi somut bilgileri ıskalamakta pek sakınca görmeyen Cemil Meriç, yazar hakkında da şunları söylemiş: “Cezmi Ertuğrul Namık Kemal'in torunu. Ve Namık Kemal kadar coşkun bir zeka. Atena gibi silahlarıyla doğmuş Cezmi. 'Lisan ve Edebiyatımız' ilk ve son eseri. 1917'de yayımlanmış ve hiçbir yankı uyandırmamış. Oysa bu 140 sayfalık deneme çok geniş, çok ciddi bir kültüre dayanıyor. Cezmi düşünen ve düşündüren adam. Onun edebiyat araştırmalarına getirdiği yenilikten ne yazık ki kimsenin haberi olmamış. Çölde vaaz vermiş Cezmi.”

Özalp'in da belirttiği gibi Cezmi, Namık Kemal'in torunu değilse de edebi dehası, kültürü ve aydın tutumuyla gerçekten bir çöl vaizi: Ona nasip kılınan sözü söylemeden gitmemiş ama kendi varlığını da meçhule yatırmış.

Cezmi, eserinin önsözünde bilginin ve edebiyatla ilgili bilimlerin doğuşundan başlayıp, Türklerin Osmanlılıktan önceki medeniyetleri üzerine özet bir giriş yaptıktan sonra Türk edebiyatının oluşumundaki dış ve iç (tasavvuf, felsefe ve estetik) etkileri ele almış. Fuzuli, Nef'i, Nedim, Şeyh Galib, Hamid ve Fikret üzerinden Türk edebiyatının temel niteliklerini belirledikten sonra, milli edebiyat ve halk edebiyatı terimleri üzerinde durmuş.

Milliyet akımlarıyla filoloji çalışmalarındaki arasındaki ilişkiyi / gelişmeyi iç-içe anlattıktan sonra “Hangi ilimler milliyet akımlarını doğruyor?” sorusu üzerinden Türkçe'nin imla ve üslubundaki gelişmelere değinerek, “Türk dil ve edebiyatının mevcut ihtiyaçlarıyla, yürüdüğü istikameti” işaretleyerek bitirmiş eserini.

Cezmi, bu hususları son derece nesnel bir tutumla, edebiyat üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileriyle birlikte işlemiş. Örneğin tasavvufun edebiyatımızdaki maya etkisini belirttikten sonra, bu etkideki bozulmanın, “hiçbir şey ifade etmeyen saçmalıklar”ı ürettiğini de söylemiş.

Tanpınar'ın edebiyat tarihine bakıp Cezmi'nin adını göremeyince Cemil Meriç'e hak verdim. Tanpınar, İslami edebiyata mahsus kodları en iyi bilenlerden biri olduğu kadar, onları en iyi şekilde saklayan (örten) biri olmakla da maruftur.

Cezmi Ertuğrul, “Kırtipil Hamdi”yi kıskançlıktan çıldırtmış olmalı. Var iken meçhule havale edilmesi başka nasıl açıklanabilir?

Yazının tamamı için tıklayınız.

Yazar: Ömer Lekesiz
05-07-15
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MEÇHULLERE KARIŞMIŞ BİR CEVHER: CEZMİ ERTUĞRUL
Online Kişi: 14
Bu Gün: 167 || Bu Ay: 8.703 || Toplam Ziyaretçi: 2.219.857 || Toplam Tıklanma: 52.156.728