ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 3124
Yazar: ALİ TEKELİOĞLU
28 Şubat Manşetlerinin Çirkin Dili

28 Şubat Manşetlerinin Çirkin DiliManşet 1: Hürriyet (14 Ağustos 1996 Çarşamba ) : “70 yıllık imajımız güme gidiyor”

İri gazete 70 yılda kazanılan(!) çağdaş (!) imajın Erbakan’ın başbakanlığında batıdan uzaklaşılarak kaybedildiğini ifade ediyordu. Buna sebep olarak Erbakan’ın İslam Ortak Pazar projesini  gösteriyordu. Bu kafalar, İslam ülkelerinin paralarının neden batı bankalarında yattığını neden düşünmüyorlardı acaba? Hırıstiyan Batı Müslümanın parasını kullanınca geri gitmiyor ve imajı bozulmuyor da Müslüman kullanınca neden geri gidiyor?

Manşet 2: Sabah (30 Ağustos 1996 Cuma) : “Geriye değil ileriye”

30 Ağustos Zaferi kutlamaları çerçevesinde atılan manşette mevcut hükümetin ülkeyi geriye götürdüğü mesajı veriliyordu. Manşetin altındaki “Erbakan’a ilk kıyafet uyarısı”, “Sağ basında (Akit kastediliyor) türban tahriki”, “66 yıl önceki zarafet” gibi başlıklarla da tesettürün gericilik, açıklığın ise zarafet olduğu vurgulanıyordu. Saldırı Allah’ın emrine idi.

Manşet 3: Sabah (4 Eylül 1996 Çarşamba) : ”Erbakan devre dışı”

Oldum olası Amerikan düşmanı olanlar Irak operasyonu il ilgili görüşmelerde Amerika’nın Erbakan ile değil Çiller ile görüşmesinden dolayı zil takıp oynuyorlar ve birden Amarikan âşığı oluyorlardı.

Manşet 4: Sabah (21 Eylül 1996 Cumartesi) : ”Darbesiz indiririz.”

Manşetin altında yüce Türk Büyüğü Mesut Yılmaz’ın “Erbakan’ı ve onun zihniyetini demokratik yoldan biz indireceğiz.” sözü yer alıyor. Güya darbeye karşı çıkmış oluyor. Demokratik yol, seçimdir. Peki yapılanlar demokratik midir?

Manşet 5: Hürriyet (23 Eylül 1996 Pazartesi) : “İlk hedef Kazan”

Bu manşet, Mesut Yılmaz’ın planı olarak sunuluyordu.  Dönemin  Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın yargı sistemini çökerteceği vehminden hareketle hükümeti indirme planının ilk adımı idi.

Manşetin hemen sağ altında bir başlık: ”Hapşırana yerhamükellah denmeliymiş” Milli Gezete’den Mevlüt Özcan’ın yazdığı bir yazı ile alay ediliyordu. Tabi ki asıl alaya alınan Allah Rasülü(s.a.v)’in sünneti idi.

Manşet 6: Milliyet (21 Eylül 1996 Cumartesi) : ”Paket depremi”

Gazeteye göre iş ve siyaset dünyası Refahyol’un ekonomik paketini ciddiyetsiz buluyordu. Masa saati gibi kurulmuş olan dönemin TÜSİAD Başkanı Halis Komili, Rahmi Koç ard arda hükümet aleyhine demeçler veriyorlardı. Sakıp Ağa “Yandım” diye bağırıyordu. Bir zamanlar hükümetler zam isteyen memura ve işçiye “kaynak yok” derlerdi. Erbakan işçi, emekli ve memura ihya edecek zam verdi ama bazı nankörler şükür ve teşekkür yerine “Nerden buldun?” diye sormaya başladılar. Rahmetli Erbakan işçi, emekli ve memur kesimine gelmiş geçmiş en büyük iyiliği yapmıştı ama yaranamamıştı. 5 Ocak 1997 Pazar günü Milliyet “İşçiler yürüyor” diyerek aynı konuyu gündeme getirerek Erbakan hükümetinin ekonomiyi de bozduğu havasını pompalıyordu.

Manşet 7: ” Sabah (12 Kasım 1996 Salı) : “Harp Okullarına sızma planı”

Sanki düşman güçler milletin okuluna sızıyor ve ele geçiriyor.

Manşet 8: Hürriyet (4 Ocak 1997 Cumartesi) : ”Fadime neler anlattı neler.”

Başlığın altında Başörtülü Fadime Şahin ve Sakallı Müslüm Gündüz’ün yarı çıplak fotoğrafları eşliğinde 28 Şubat döneminin en rezil senaryolarından biri sunuluyor.

Manşet 9: Sabah (5 Ocak 1997 Pazar) : ”İşte Fadime’nin suçladığı adam”

28 Şubat’ın ürettiği bir figüran da Ali Kalkancı idi. Besmele çekmesini bilmeyen bu adam kızları tuzağa düşüren bir tarikat şeyhi olarak sunulmuştu. İnsanların gözünde tarikat ve şeyh kavramları kirletiliyor ve işi gücü kadın olan bir kurum olarak anlatılıyordu.

Manşet 10: Cumhuriyet (1 Şubat 1997 Cumartesi) : “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık”

Aydınlığı karanlıkta aramak gibi bir ay sürecek bir kampanya başlatıldı. Güya İslâm’ın karanlığından kurtulup kafalarındaki karanlık düzen ile aydınlanacaklardı.

Manşet 11: Cumhuriyet (5 Şubat 1997 Çarşamba): ”Ordudan dört uyarı”

Genelkurmay’ın şeriatçi örgütlenmeden rahatsız olduğu gerekçesiyle hükümete uyardığı yazılıyordu. “Sincan’da tanklı protesto” başlığı ile de darbe çağrısı yapılmş oluyordu.

Manşet 12: Sabah (19 Nisan 1997 Cumartesi) “Paşa’nın öfkesi”

Öfkelenen Paşa Tuğgeneral Osman Özbek. Öfkelenme sebebi, Erbakan’ın Suud Kralı’nı ziyaret etmesi. Paşa, “Adam olan o Kral’a misafir olmaz.” diyerek öfkesini göstermiş.

Türk silahlı kuvvetlerinin iç tehdidin dış tehdidi geçtiği açıklamasını gazete böyle manşet yapmıştı. İrtica dedikleri kısaca şunlardı: Alnı secdeye gelen bir başbakanın başta ekonomik alandaki başarısı, Kombassan, Yimpaş gibi anadolu kaplanlarının büyümeleri, İmam Hatip Liselerini ÖSS’deki başarısı, Cemaatlerin güçlenmesi.

Manşet 14: Hürriyet (20 Mayıs 1997 Salı) : ”Yapayalnız kaldılar”

Meclis başkanı Mustafa Kalemli ve Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın 19 Mayıs kutlamalarında Erbakan’ın elini sıkmaması ve Demirel ve diğer protokolün ise başbakanın yüzüne bile bakmamalarını böyle manşet yaptı. :”Yapayalnız kaldılar”. Bu manşet ve bu manşetin atılmasına sebep olan davranışlar alçaklık değil, üstad Necip Fazıl’ın deyimiyle Yunan Başbakanına bile yapılmayacak çukurluk idi.

Manşet 15: Sabah (30 Mayıs 1997 Cuma) : ”Terlerin nedeni”

Fatih Çekirge, bu terlerin nedeninin Erbakan’a MGK’da sorulan şu soru olduğunu yazıyordu: “İrticadan yana mısınız, değil misiniz?” Şu anda mahkemede sorgulanan ama terlemeyen askerler ülkenin başbakanını sorgulayarak terletiyorlardı. Sorgularken bir gün gelip sorgulanacaklarını düşünmeyenlerin bir kısmı şu an Erbakan’a hak verir duruma gelmiş görünüyorlar.

Manşet 16: Milliyet (6 Haziran 1997 Cuma) : ”Ordudan ambargo”

Türk Ordusu irticacı kuruluşlardan alış-veriş yapma yasağı getiriyordu. Ülker, Yimpaş vb büyük şirketleren başı takkeli, eli tesbihli ve sakallı sıradan kebapçılara kadar kendilerince kara liste yapmışlardı. Büyük şirketlerin bazılarını canını okudular. Bizlerde gönderecek kına kalmadı. Ama genelde ters tepti ve mürteciler(!) daha çok kazandılar.

Manşet 17: Hürriyet (12 Haziran 1997 Perşembe):  ”Gerekirse silah bile kullanırız.”

Gazete Genelkurmayın irtica ile mücadele için silah kullanacağını manşete taşıyordu.  Peki kimin silahı kime karşı kullanılacaktı? Müslüman milletin vergileriyle alınan silahlar Dindar Müslümanların üzerine doğrultulacaktı. Devam edilen davadan öğrendiğimiz kadarıyla mürteci olduklarına karar verilenler camilere ve stadyumlara doldulacak ve yerle bir edilecekti. İri gazetenin iri patronları keyifle izleyecekti.

Manşet 18: Sabah (19 Haziran 1997 Perşembe) : ”Hoca devri bitti.”

Direnen Adam istifa etmek zorunda kalınca muratlarına erdiler. Onlar kazandı ama memleket parasını, değerini, itibarını ve yıllarını kaybetti. Olsun onlar için önemli değil. Memleket batsın ama yeter ki kendileri bitmesin.

Manşet 19: Sabah (21 Haziran 1997 Cumartesi): ”Refahyol’u baba bitirdi”

Rahmetli Erbakan Demirel’in sinsi olduğunu elbette biliyordu ama görevi Çiller’e değil de Mesut Yılmaz’a verme oyununu hesaba katamadı mı acaba? Şurası kesindir ki Demirel, Direnen Adam’ı saatlerce ter döktürüp hayatının en sıkıntılı anlarını yaşatma vebalinin altında kalacaktır. Tabi ki öte alem inancı varsa…

Selam ve dua ile.

Yazar: ALİ TEKELİOĞLU
28-02-15
E mail: ateko09@hotmail.com
 
 
Yorumlar: 2
Uğurlu
Yapılanlar Oyun Oynaş Değildi
Tarih : 04-03-15

Bır çoklarımız sanki her şey güllük gülüstanlıktı aman da canım havasında; gaflet, delalet hatta ihanet yollarının açılmasına neden olmanın veballeri niye hesap edilemiyor? Hatırlatmaya, ikaza, nasihate ve muhasebeye her zaman ihtiyaç var değil mi?

 
fahri
ibret
Tarih : 03-03-15

Ali hocam kara günlerin güzel bir özetini yapmış sağolsun. unutmamak ve ders almak lazım.

 
28 Şubat Manşetlerinin Çirkin Dili
Online Kişi: 21
Bu Gün: 426 || Bu Ay: 9.649 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.380 || Toplam Tıklanma: 51.943.824