ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ŞUUR YAZILARI
Okunma Sayısı: 2023
Yazar: Ali Nur Kutlu
BİLİN DİYE YAZIYORUM!

GELECEĞE MEKTUPGeleceğe mektup

Bilin diye anlatıyorum bizim hikayemizi.

Bunu okuduğunuzda biz eski kavimler, siz yaşayan insanlar olacaksınız. Allah eski kavimlerin hikayelerinden ders çıkartın der.

Biz, yani ahir zaman devrinin insanları, Efendimiz'in hicretinden 1436, İsa Peygamberimiz doğduktan 2015 yıl sonra, yaşayan Müslümanların devri zamanlarıydı.

Bizim ata dedelerimiz, Osmanlı topraklarında bir arada yaşarken ve İslam bayrağı her yerde saygıyla dalgalanırken, birmişiz, diriymişiz, canmışız. Müslüman adının bir ağırlığı, lafzının bir hikmeti, sözünün bir bereketi varmış. Sonra parçalanmış yurt bildiğimiz yerler, 64 parçaya, ayrı devlete bölmüşler bizi. İşte o günden beri kaçtı huzurumuz, dağıldı birliğimiz.

Bugün çektiğimiz acılar, yüz yıl öncesinin acılarıydı anlayacağınız.

Her yanda bir kargaşa ve dağınıklık vardı. Acılarımız İslam coğrafyasının her yanından geliyordu. Belki şimdi anlamakta zorlanıyorsunuz ama o acıların çoğu Müslüman kardeşlerimizin eliyle yaşatılıyordu bize. Evet yanlış yazmadım, İslam dünyası, kardeşin kardeşi öldürdüğü, işkence ettiği, sürgüne gönderdiği, esir ettiği bir dönem yaşadı. Bilerek, isteyerek, tasarlayarak ve daha da korkuncu zevk alarak Müslüman Müslümanı öldürdü.

Efendimiz'den miras kalan dinin çocukları, birbirini öldürürken ve can verirken Esmayı Hüsna’yı, Efendimiz'in mübarek adını anıyordu aynı anda. Hepsinin bayrağında, flamasında, duvarında, silahlarının kabzasında Allah Lafzı Celali vardı. Ölen de öldüren de cennete gireceğini zannediyordu. Cehennemi düşünen kimse kalmamıştı bizim devrimizde.

Bilin diye yazıyorum bizim hikayemizi.

Bizim devrimiz, gıybetin en fazla olduğu, kardeşin kardeşi en çok kötülediği, yalan ve riyanın en bol olduğu, haramın en çok işlendiği zamanlardı. Dürüstler arka saflara, fitne, fücur ehli olanlar ön saflara itilirdi, çekilirdi. İlminin ağırlığı ile başımıza taç olanlar az, cahilliği ile şöhret olan çoktu.

Allah bize öyle bereketler, öyle nimetler, öyle rahmetler vermişti ki, sabah başımızı secdeye koyup, yatsı kaldırsak yine de şükretmiş sayılmazdık. Kıymetini bildiniz mi diye sorun, hayır diyeceğim. Bizim devrimizin en kıymetli yakacağı olan petrolü en çok bize vermişti Rezzak olan Allah. Müslümanlar o nimeti adaletli bir şekilde paylaşacakken, cimrilik yaptılar, kendilerine sakladılar, israf içinde, müsrif  bir hayat sürdüler. Sadece arabalarında süs diye taktıkları taşlarla çöldeki kardeşlerimizden binlercesi doyar, açlıktan ölmezdi.

Bilin diye söylüyorum bizim hikayemizi.

Derdi olan Müslüman çoktu, yüreği yufka olan, gözünde yaş, kalbinde iman eksik olmayan çoktu yine de Elhamdülillah. Lakin bizim devrimizde bu insanlar cahiller ve arsızlar kadar cesur değildi. Onlar cüret edip makamlara, koltuklara oturdukça ve sokaklara hakim oldukça, o güzel müminler içlerine döndü, köşelerine çekildi, seccadelerine kapandı.

Bilin diye size yazıyorum sizin devrin Müslümanlarına.

En cesurunuz, en çok Allah'tan korkanınız olsun.

Başınıza en cüretkar olanı değil, en çok adalet sahibi olanı seçin.

Gıybet etmeyin, edeni dinlemeyin, yapanı aranızda barındırmayın.

Gönlünde iman, aklında ilim, haramdan korkan, yetime sarılan kim gördüyseniz elini tutun, sakın bırakmayın.

Halimizi bilin diye söylüyorum, bilin ki bizim hatalarımıza düşmeyin.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Ali Nur Kutlu
27-02-15
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
BİLİN DİYE YAZIYORUM!
Online Kişi: 21
Bu Gün: 375 || Bu Ay: 6.365 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.498 || Toplam Tıklanma: 52.119.592