ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / ÇARPIK VAZİYETLER
Okunma Sayısı: 2924
Yazar: Meryem Aybike Sinan
AÇIL KIZIM UTANMA BU DEVRİN MODASIDIR!

AÇIL KIZIM UTANMA BU DEVRİN MODASIDIR!İç votkayı, şarabı, sokaklarda nara at.
Medeniyet sizlerle yükselmektedir kat kat
Çeşni ruha gıdadır her gün bir yatakta yat…

Dışının görünüşü içinin aynasıdır
Açıl kızım utanma bu devrin modasıdır!

Sözlerimize merhum şairimiz Abdurrahim Karakoç’un bu ironik dizeleriyle başlamak istememizin nedenini anladınız sanırım. Sözde cumhuriyetçi, aydın, çağdaş, ilerici, demokrat birkaç vatandaşın önceki gün kadınlara seslenişi gerçekten de tarihe geçecek vasattaydı!

Kadınlar ne kadar çok açılırsa, dekolte kıyafetler giyinirse, etekler ne kadar çok kısalırsa, bacaklar, göğüsler teşhir edilirse şayet “Cumhuriyet” kurtulacakmış! Hatta inadına kızlı erkekli oturulacakmış!

Benim anlamadığım bu zevatın hangi Cumhuriyetten bahsettikleri. Bizim bildiğimiz, inandığımız, güvendiğimiz Cumhuriyet, öyle kılık kıyafetle yıkılıp güçlenecek bir Cumhuriyet değil!

Bizim bildiğimiz Cumhuriyet bugüne kadar hiç olmadığı kadar sağlam ve emin ellerde. Bizim bildiğimiz, tanıdığımız Cumhuriyet hiç böyle demokratik, sağlam ve gerçek olmamıştı.

Bizim bildiğimiz ve güvendiğimiz Cumhuriyet bakınız aşağıdaki soruların hiç birini vatandaşlarına sormadı şu son on yıldır:

Niye böyle giyindin, böyle sakal bıraktın, niçin eteğin kısa, niçin saçların boyalı, niçin tırnakların uzun, neden başın örtülü, neden çarşaf giyindin, niçin sakal bırakmıyorsun veya sakalın niye var, erkek adam küpe takar mı, Havra’ya gitme, Kilise’ye gitme, Camiye gideceksin de demedi? Hatta hiç kimseye neden namaz kılıyorsun, veya kılmıyorsun, niye oruç tutuyorsun veya tutmuyorsun kabilinden  bir sual de sormadı!!!

Sordu diyen varsa yalan söyler!

Oysa bir televizyon programında kadınları çıplaklığa teşvik eden zihniyetin belli ki yerelde kalmış bir “Cumhuriyet” takıntıları var. Öyle ya çok değil, on beş yıl önce yukarıdaki suallerden hangileri ikna odalarında soruluyordu acaba? O halde hemen hatırlayalım:

Başını neden kapatıyorsun?

Neden sakal bırakıyorsun?

Neden namaz kılıyorsun?

Neden İmam Hatip Lisesine çocuk gönderiyorsun?

Ve hatta hiç unutmuyorum kullandığım kelimelerden dolayı neredeyse okul uzatıyordum. Yıl 1997. Üniversite son sınıftayım. Şair Yavuz Bülent Bakiler’in şiir kitapları üzerine bitirme tezi çalışması yapıyorum. Danışman Hocam Yeni Türk Edebiyatı Doçenti olan inançlı ve başarılı bir akademisyen... Bölüm Başkanı ise tabiri caizse sıkı bir solcu ve üstelik Eski Türk Edebiyatı Profesörü. Bölüme atanır atanmaz ilk işi Hocamızı göndermek oldu ve branşı olmadığı halde derslerimize girmeye başladı.

Bitirme tezimi kontrol amaçlı mecburen yanına gittiğimde yazdıklarımın üzerini hınçla çiziyor, suratını ekşitiyor Allah sözcüğünü Tanrı, millet sözcüğünü ulus, üslup sözcüğünü biçem diye değiştiriyor ve bir yandan da:

“Sen ne eski kafalısın Meryem. Bu eski ve geri kelimeleri neden ısrarla kullanıyorsun? diyor. Artık dayanamıyorum ve “onlar benim sözcüklerim, benim dünyamı değiştiremezsiniz, varsa teknik kusurlar onları belirtiniz lütfen" diyorum. Dosyayı yüzüme fırlatıyor ve beni odasından kovuyor!

Sonra mı? Aynı sözde cumhuriyetçi aydın Profesör, dereceyle mezun olacağımı anlayınca kasıtlı olarak Eski Türk Edebiyatı dersinden beni bırakıyor… Asistanlar yazılı kâğıdımın fotokopisini çekip veriyorlar ve hakkını ara diyorlar ve susmuyorum. Zamanın rektörüne gidiyorum ki kendisini hep minnetle anarım. Ve bu şahıs kâğıdımın başka bir üniversitede okutulacağı ikazını Rektör beyden alınca alelacele seksen beşlik kâğıdımı altmış notuyla geçer nota çeviriyor!

Çok uzaklara gitmeye gerek yok, bunları ben bizzat yaşadım.

O ufuksuz ve çapsız profesör yüzünden başarılı bir öğrenci olmama rağmen, dereceyle mezun olmama rağmen akademik hayattan nefret ettim. Hiçbir üniversitenin kapısını bir daha çalmadım.

Bütün bunlar niçindi? Kullandığımız kelimelerden bile laiklik sağıyordu bu adamlar. Başı açık bir öğrenci olarak ben bunları yaşamışken başı kapalı kızların bu zihniyetten neler çektiklerini tahayyül bile edemiyorum.

Hâsılı kelam, çok da umurumuzdaydı diyorum.

İstiyorlarsa çıplak gezsinler. Cumhuriyetin de umurunda olmaz. Yalnız belki Ahlak Polisi “Adi Vukuattan” işlem başlatır!!!

Kimbilir!!!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Meryem Aybike Sinan
30-01-15
E mail: haber7.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
AÇIL KIZIM UTANMA BU DEVRİN MODASIDIR!
Online Kişi: 37
Bu Gün: 541 || Bu Ay: 5.931 || Toplam Ziyaretçi: 2.214.750 || Toplam Tıklanma: 52.113.910