ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / MAÂRİF (Eğitimle İlgili Yazılar)
Okunma Sayısı: 2103
Yazar: Faruk Beşer
NAMAZI ÖĞRETMENLER DİRİLTEBİLİR

namazı öğretmenler diriltebilirİmam Hatipleri namaz, namazı öğretmenler diriltebilir

Cuma günkü yazımızda bu seneki Kutlu Doğum etkinliklerinin ana konusunun ‘namaz’ olması dileğimizi bildirmiştik. İmam Hatip Okulları da meselenin önemli bir ayağı.

İmam Hatip Okulları çoğaldı, halkın bu okullara ilgisi arttı. Sebep olanları Allah pâyidar eylesin demek de bizim borcumuz.

Şimdi tartışılan şu: Okullar artıp da kalite düşecekse, az olup öz olmaları daha iyi değil mi? Evet, bu görüş tartışmaya değer. Ancak fakirin kanaati, hükmün toplam kaliteye göre verilmesidir. Yüz kişi olup her biri seksen puan alanlar toplamda sekiz bin puan almış olurlar. Bin kişi olup her biri yirmi puan alanlar toplamda yirmi bin puan almış olurlar. Meseleye böyle de bakabiliriz.

Ama tabii ki, öğrenci sayısının artmasıyla birlikte kalitenin de artırılmasının yolları aranmalı. Bu da idarecilerin ve öğretmenlerin kalitesine bağlı. Onlar da gelip bize, yani ilahiyatların kalitesine dayanıyor. Bu da ayrıca tartışılmalı.

Benim gibi İmam Hatip mezunu olanlara sorun, yedi yıllık orta ve lise süresince hatırladıkları en çok iki ya da üç heyecanlı öğretmenden ibarettir. Bunun dışındakiler ders verip maaş almışlar ve artık hatıralardan bile silinip gitmişlerdir. Dikkatimi çeken hep şu olmuştur; bir okulda bir iki heyecanlı öğretmenin bulunması o okulun canlı ve heyecanlı öğrenciler yetiştirmesine yetiyor. Elbette mesele sadece heyecan değil, o heyecanın körükleyeceği bilgi ve eylemdir asıl önemli olan. Ama bunlar da heyecan olmadan olmuyor.

Şimdilerde heyecanı bitiren sebepler çoğaldı. Eskiden üvey evlat durumundaki İmam Hatipler kendilerini ispatlamak için öteki ile yarış halinde idi. Okullar arası münazaralar, voleybol maçları ve güreş müsabakaları bile heyecandan bayılmalara, ağlamalara sebep olacak kadar canlı idi.  Şimdi bütün bunlar yok. Öteki biraz beriye geldi, İmam Hatipler de biraz ötekileşti ve heyecanı körükleyen sebepler azaldı. Bu durumun elbette iyi taraflarını da bulabilirsiniz ama iyi olmayan pek çok yönünün olduğu açık.

Heyecansızlık her şeyden önce ilgisizliğe, ardından bilgisizliğe götürür. İnsanları öğrenmeye, üretmeye, hakkı ve hakikati anlatmaya sevk eden motor heyecandır. Heyecan da bir ufuk, bir ideal ve özlenen bir gelecek belirlemekle, kısaca ötelere imanla başlar. Heyecan olmadığı yerde miskinlik, hayatını yaşama, nemelazımcılık, kısaca dünyevileşme olur. Bunların hâkim olduğu bir düşünce, bir millet, hatta bir devlet yok olup gitmeye mahkûmdur. Öyle ilginçtir ki, bu düşüş bir başlarsa, gözle görüldüğü halde artık engellenemez hale gelir. Osmanlı’nın sonunu ve şimdiki Avrupa’yı ve Amerika’yı buna örnek verebiliriz.

İmam Hatip'lerdeki heyecan kaybının, cep telefonlar dâhil bir sürü zevk u sefa sebebini sayabilirsiniz. Ama bütün bunlara mutasyona uğramış şeytanlar diye de bakılabilir. Şeytanın görevi de bu zaten. Önemli olan modern hilelere yeni çareler üretmek değil mi? İşte bu da hem bilgiyle hem heyecanla olur. Bilgi heyecanı, heyecan bilgiyi zorunlu kılar.

Biz namazsızlığın çürümenin en büyük sebeplerinden biri olduğunu düşünüyoruz. Düşünüyoruz ne demek, görüyoruz ve biliyoruz. Diğer bütün sebepler bunun sonucudur. Cemil Tokpınar, Abdullah Yıldız ve Ahmet Bulut gibi meseleyi dert edinmiş kardeşlerimiz yıllardır Namaz Platformu adı altında namaza teşvik çalışmaları yapıyorlar. Allah gayretlerini artırsın. Bu kardeşlerimiz İmam Hatip Okullarında namaz kılma oranının yüzde on dörtlere düştüğünü söylüyorlar. İşte bu o korkulan felaketin başlangıcı olabilir. Felaket başlayınca da önü alınamaz ve Sünnetullah bir kez daha tecelli eder.

Böyle bir derdi olmayanlara sözümüz yok, onlar dudak büküp geçebilirler. Ama derdi olup ta çare arayanlar, özellikle İmam Hatip öğretmenleri bu yükü de omuzlamalıdırlar. Çünkü bu bebeği adeta emzirme durumunda olanlar onlardır. Varsın başkaları hayatlarını yaşıyor olsunlar. Onlar toplanıp bu derde ortak çare aramalıdırlar. Öğrencilerinin önüne geçip imam olmalıdırlar. İlk hedef bu oranı yüzde ellilerin üzerine çıkarmak olmalıdır. Eminiz ki, bunu ancak onlar yapabilirler. Ama çare bulmanın çaresi de birlikteliklerdir, beraber düşünmektir.

Çünkü biz inanıyoruz ki, doğru dürüst kılınan namaz geriye kalan her alanda hayata hareket ve heyecan katacaktır.

Namazın önemini kavradığımızda hayatı da anlamış olacağız. Ve namaz eşittir İslam, ya da İslam eşittir namaz formülünün anlamlı olduğunu göreceğiz.

Bu konu asla geciktirmeye gelmez, yoksa sonumuz Osmanlı'nın sonu gibi olur. Osmanlı'nın son yüz yılında önceki beş yüz yılını üçe katlayacak kadar büyük âlimler yetişmiştir. Ama ne ilginçtir ki, onlar da artık düşüşe engel olamamışlardır. Çünkü heyecan bitmiş ve düşüş bir kez başlamıştır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Faruk Beşer
14-12-14
E mail: yenisafak.com.tr
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
NAMAZI ÖĞRETMENLER DİRİLTEBİLİR
Online Kişi: 10
Bu Gün: 273 || Bu Ay: 8.087 || Toplam Ziyaretçi: 2.219.087 || Toplam Tıklanma: 52.153.946