ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / ÎMAN VE İSLÂM
Okunma Sayısı: 1868
Yazar: Mustafa Çelik
İslâm coğrafyasının problemi ameli değil itikadidir

İslâm coğrafyasının problemi ameli değil itikadidirİslâm coğrafyasının sakinleri  bu asırda Kur’ân’la idare olunmayı kabul etmemenin faturasını ödüyorlar. İdarecilerimiz bizi Kur’ân’la idare etmekten vazgeçtikleri, Allah’ın kitabı konusunda seçmeci ve sentezci davrandıkları günden bu yana Rabbimiz azabımızı kendi aramızda kıldı. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) buyuruyor:

“Bir milletin idarecileri Allah’ın kitabı ile hükmetmedikleri ve Allah’ın indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikleri zaman; Allah onların azabını kendi içlerinden verir. (Onları aralarındaki fitne, fesat ve anarşiyle cezalandırır.)” (Sünen-i İbn Mace, Kitabu’l Fiten: 22)

İdarecileri Allah’ın kitabıyla hükmetmeyen, Allah’ın indirdiği hükümler karşısında seçmeci ve sentezci davranmayı alışkanlık haline getirmiş toplumların dini başka dünyası başka olur. Dini başka dünyası başka olan insanların içinde bulundukları hâl, imansızlık hâlidir. İşte şu asrımızda İslâm coğrafyasının problemi; Allah’a yedek ilahlar bulması, Allah’ın hükmünü ve hâkimiyetini bırakıp Allah’a rağmen bulduğu yedek ilahların hükmüne ve hâkimiyetine bağlı ve bağımlı kalmasıdır. İslâm coğrafyasının asli problemi budur. Müslüman’ın imanıyla mukayyet kalması unutulursa Müslüman’a tuzak kurulur. Münkir ve müşrike ihtiyaç kalmaz Müslüman bizzat Müslüman tarafından vurulur.

Memleketimizde kâğıda dokunan kalemler, oduna dokunan kibritten daha çok yangın çıkarıyorlar. Memleketimizin insanı Batıya baka baka boyun fıtığı oldu. Annesini, babasını inkâr eden haramzadelerle doldu. Memleketimizdeki laikliğe iman etmiş Demokrat sağcı ve solcu müşrikler sevdalanmışlar iklim-i Ruma. Hariçteki ecnebi düşmana gerek kalmadı, şimdi onlar dinimize karşı geçmiş hücuma. Din haini, iman mahrumu memlekete yar olmadı. Ehl-i Rum rahat etsin ona çok ağyar kalmadı.

Satılmış ruhları esarete sevdalanmış güruhlarla geri alamazsınız. İmanınız arızalı ise, Müslümanlara örnek ve önder olamazsınız.  Şunu bilin ki; yüzünüz fikrinizin fihristesidir. İmanınızdan verdiğiniz her taviz, cehennemdeki yerinizin davetiyesi olacaktır.

Müslüman olarak düşmanları tarafından kendilerine atılan her bombanın İslâm’a, İslâm’ın asırlarca bu topraklarda örmüş olduğu Müslüman tarihe ve imaja isabet etmesinden en ufak bir rahatsızlık duymayanlar, evvela itikadda sonra da amelde duygusuzlaşmış olanlardır. İmanî ve ameli duyarlılığı kalmamış olanlar, “Biz  de Müslüman’ız”  deseler dahi kendilerinden her türlü kötülüğü beklemek mümkündür.  Çünkü onlar itikaden kuduz hastalığına yakalanmış olanlardır.

İslâm coğrafyasında hesabı verilmeyecek bir hayat dayatılıyor. Böyle bir hayatı dayatanlar, âhiret gününe inanmayanlardır. Çünkü hesabı verilmeyecek bir hayat yaşayanlar, Hesap Günü’nden kaçanlardır. Onlar Firavunların kucağında takla attılar. İnsanların umutlarını yaktılar. Onların dini Allahû Teâla tarafından “İndirilmiş Din” değil, başka dinlerdir.

“Uydurulmuş Din”e karşı “Üretilmiş Din”in kavgasını verenler, Allahû Teâla tarafından “İndirilmiş Din”e düşman olanlardan sayılırlar. “Üretilmiş Din”in kavgasını verenler, Peygambersiz olarak Kur’ân’ı, Sahâbesiz  de sünneti anlamaya çalışan, ibadetlerin içini boşaltıp zevklerinin peşinde koşanlardır. Onlar, “İndirilmiş Din”i boş vermiş boş konuşan insanlardır.

İslâm coğrafyasında Firavunluk, Nemrudluk yeniden hortladı. Kuvvetin “Kuvvet Ahlâkı”ndan mahrum olanların eline geçmesi, Firavunların çoğalmasının garantilenmesine sebep oldu. Firavunluklarını garantilemiş olanlar, hemcinslerine saldırıyorlar. İnsanlık ölüyor; ölüyor babalar, ölüyor anneler, ölüyor kundaktaki bebekler. Vicdanlar kayıp, bu diyardan firar ediyor kuşlar, kelebekler. Zalimi ve zulmü engellemeye gücün etmiyorsa, bari zalimi zulmüyle birlikte ifşa et. Bu da zalimi ve zulmü engellemenin bir yoludur. Beşeriyet âlemi feryad ediyor. Şayet Şeriatullah ile yetişmezsek beşeriyet âleminin imdadına. Karanlıkta karanlık işler yaparız Firavunlar adına!

Müslüman Kavimlerden Türkler, Kürtler ve Araplar, dinlerine rağmen, imanlarına rağmen, küresel Firavun Amerika’nın, şer şebekelerinin planlayıcısı İngiltere’nin, Avrupa’nın uyuşturucu kapısı Almanya’nın verdikleri silahlarla birbirlerini bitiriyorlar. Onlar silah stoklarını tüketiyorlar. Müslümanlar ise birbirlerini öldürüyorlar. Onlar zenginleşip kâinatı kirletiyorlar, Müslümanlar ise tabutlarla yerin altına gömülüyorlar. Ey İslâm coğrafyasının sakinleri Araplar, Türkler ve Kürtler! Siz ne zaman uyanacaksınız? Ne zaman ellerinizdeki Amerika’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın silahlarını atıp birbirinizle kucaklaşacaksınız? Bilin ve inanın ki; İslâm coğrafyasında Müslümanlar birbirleriyle savaştıkça ağıtlar Türkçe, Kürtçe ve Arapça, Zafer çığlıkları ise İngilizce ve İbranice olacaktır.

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Mustafa Çelik
29-10-14
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
İslâm coğrafyasının problemi ameli değil itikadidir
Online Kişi: 20
Bu Gün: 518 || Bu Ay: 9.741 || Toplam Ziyaretçi: 2.201.513 || Toplam Tıklanma: 51.945.035