ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : İKTİBAS / Muhtelif Mevzûlar, Yazarlar, Yazılar
Okunma Sayısı: 3943
Yazar: M. Şevket Eygi
AĞLAYAN ATATÜRKÇÜ HANIMEFENDİYE

ÜNLÜ bir hanımefendiye:

Türkiye’de diktatörlük olduğu, Taksim Gezi tahribatına ve başkaldırısına karşı dava açıldığı, hürriyetlerin kısıtlandığı, memlekete diktatörlük geldiği gibi aktüel konularda ağladığınızı medyaya ilan etmişsiniz. Boşuna ağlıyorsunuz.

Hürriyet yok derken, siz biliyor musunuz ki, ulemadan İskilipli Âtıf Efendi haksız yere asıldığı zaman, açıkta ağlamak bile yasaktı. İskilipli Atıf efendinin ve Babaeski müftüsünün asıldıkları gün acaba hangi Müslüman Türkiyeli açıkta, herkesin arasında ağlayabilmiştir? Hele bir ağlasaydılar… Hemen İstiklal Mahkemesine verilirler ve onlar da asılırdı. Sizin altın çağ olarak gösterdiğiniz o tarihlerde haksızlıklar karşısında ağlamak bile ağır bir suçtu. İstiklal mahkemeleri sanıklarının avukat tutmaya hakları yoktu, o zulüm mahkemeleri kanunsuz ceza veriyordu, verilen idam cezalarının Yargıtayı margıtayı yoktu. Bugün idam cezası veriliyor, ertesi gün asılıyordu.

Ah hanımefendi ah, bendeniz o kara günleri görmedim ama gören, yaşayan büyüklerimden öğrendim; asıl diktatörlük o zamanmış, asıl ağlanacak kötülükler o zaman yapılıyormuş… Müslümanlar tutuklanmamak, işkenceye uğramamak, icabında asılmamak için açıkta ağlayamamışlar, gizli gizli ağlamışlar hep; İskilipli Âtıf efendinin eşi Zeliha hanım beş parasız kaldığı için, yetim kızı Melahat’i yanına alarak İskilipteki köyüne gitmek zorunda kalmış; çok ağlamış, çok acı çekmiş, sefalet içinde yaşamış. Âtıf efendi ile aynı gün idam edilen Babaeski müftüsünün yakınları, öteki asılanların anaları, eşleri, çocukları, akrabaları çok ağlamışlar. O devirde Erzurumda Şalcı Bacı lakabını taşıyan bohçacı bir kadıncağız varmış. Saf, cahil bir kadın. Şapka Kanunu çıkınca, yahu böyle şey olur mu demiş, onu da yakalamışlar, İstiklal mahkemesi kararıyla asıvermişler.

Evet Müslümanlar çok zulme mâruz kaldılar, çok acılar çektiler ve hıçkıra hıçkıra ağlamak hürriyetinden bile mahrum kaldılardı. Ağlamışken, birazcık da onlar için ağlayıversenize… Ağlamanızın hiç olmazsa bir mânası olur…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: M. Şevket Eygi
09-04-14
E mail: milligazete.com.tr
 
 
Yorumlar: 1
ayhan çoban
helal olsun
Tarih : 18-04-14

Kıymetli Mehmet Şevket EYGİ abiyi her zaman takdir ile tekip ettim. İnsanları rencide etmeden söylenmesi gedekenleri ne tatlı bir şekilde anlatmış

 
AĞLAYAN ATATÜRKÇÜ HANIMEFENDİYE
Online Kişi: 21
Bu Gün: 412 || Bu Ay: 9.016 || Toplam Ziyaretçi: 2.200.474 || Toplam Tıklanma: 51.934.418