ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / CEMİL MERİÇ'TEN SEÇMELER
Okunma Sayısı: 15783
Yazar: Harun ŞAHİN
CEMİL MERİÇ'TEN SEÇMELER (Cemaleddin Afgani dosyası) -1

                                    CEMALEDDİN EFGANÎ DOSYASI1

Onunla ilk defa Sultan Aziz2 devrinde karşılaşıyoruz. Meclis-i Kebir-i Maarif3 ve Encümen-i Dâniş4 âzasıdır. Yazık ki, Şeyhin İstanbul’da boy gösterişi irfan tarihimiz için pek de hayırlı olmaz. Darülfünun5 onun bir konuşması yüzünden kapatılır(1871).6

Uzun zaman gözden ve gönülden nihan7 olan üstadı, yıllar sonra bir peri-i ilham8 sahnede olarak görüyoruz.

“Türk şairi Mehmed Emin Bey’e9 Türkçülüğü aşılayan, kendisinin söylediğine göre Efganlı Şeyh Cemaleddin’dir. Bu büyük İslâm inkılâpçısı Türkiye’de Mehmed Emin Bey’i bularak, ona halk dilinde, halk vezninde, millet sevgisiyle dolu şiirler yazmasını tavsiye etmiştir” (Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları10).

 Edebiyatımızın o büyük “İslâm inkilapçısına” yegâne borcu Türk Sazı11 şairi de değildir. Filhakika bir yandan Jön Türklerde12 “Türkçülük şuurunu uyandırırken” (Şerif Mardin, Jön Türklerin Siyasî Fikirleri13) bir yandan da... Fakat Efganlı bir şeyhin, bir ümmetçinin türkçülük şuuruyla ne gibi bir münasebeti olabilir? diyeceksiniz. Acele etmeyelim. Belki de Efganî şâirane bir mahlasdır, Figanî gibi. Nitekim Ahmet Agayef’ten14 üstadın Efganlılıkla bir ilgisi olamadığını öğreniyoruz. “Şeyh hazretleri aslen Türktü, Âzerî Türküdür” (Türk Yurdu mecmuası, cilt I).

Evet; bir yandan da Mehmed Âkif’i irşad15 etmektedir hazret. “Âkif’in siluetini16 çizebilmek için Efganlı Cemaleddin ile Mısırlı Abduh’un17 portrelerini bir an bile gözden ayıramayız. Sırat-ı Müstakim18, mücahid-i İslâm Şeyh Cemaleddin ile... şâkirdi ve muhibb-i sâdıkı19 Mısır müftüsünün izinden ayrılmamıştır... Âkif’in Efganlı hakkında hükmü şudur: şarkın yetiştirdiği fıtratların en yükseklerinden biri” (Cerrahoğlu20, Mehmed Âkif).

Yalnız Âkif’i mi? İslâm’da teceddüt yaratmak isteyen bütün bir nesil onun şakirdi. Daha sonra İsmet Paşa’nın21 başvekilliğini yapacak olan tanınmış din bilgini Şemseddin Günaltay’a22 göre Şeyh, Peygamber kadar Şâyân-ı hürmet23, ona itiraz edenler Ebu Cehil kadar lânete müstehaktır. Çünkü Şeyh, Peygamberin zamanındaki İslâmlığı yeniden diriltmeğe kalkışmıştır (İslâm Mecmuası). 

Bu muteber24 şehadetlerden25 anlaşılan şu: Cemaleddin Efendi Efganî değil, Türkî’dir. Sayısız tilmizi26 vardır. Milliyetçidir, ümmetçidir, ıslahatçıdır. Hem mücahittir27, hem müçtehit28.

Üzülerek belirtelim ki, elimizdeki diğer kaynakler, bu iddialara gölge düşürecek mahiyettedir. Kimine göre Şeyh İranlı bir şiîdir (B. Lewis29, The Middle East and the West)30, Kimine göre Hazret-i Ali ahfadından.31 (Şeyh Abduh). Onun Hintli olduğunu söyleyenler de var (The Musulman mecmuası, 1936 hususi sayısı ile 5 Şubat 1937 tarihli nüsha).

Türk, İranlı, Efganlı, Hintli... Homeros’un32 vatanı olmakla övünen yedi şehir, Cemaleddin’i paylaşamayan dört ülke. Biri eski, biri yeni bir efsane.

Şöhreti dünyayı tutan bu masal kahramanının insanlığa mirası: Minnacık bir Efgan tarihi ile küçücük bir Reddiye (Red ale’l-dehriyyin)33. Reddiye, birçoklarının ismine bakarak vehmettikleri gibi, maddeciliği cerh34 için yazılmış teolojik35 bir eser değil, siyasî bir hicivdir.

(DEVAM EDECEK)

 

 

 

1Umrandan Uygarlığa. s.66-77. İletişim yayınları. İstanbul 1998.

2 Sultan Abdülaziz: (8 Şubat 1830 –  4 Haziran 1876). 32. Osmanlı padişahıdır. II. Mahmut ve Pertevniyâl Sultan'ın oğludur. Sultan Abdülaziz 1861 yılında, 31 yaşında iken tahta geçmiştir. Sultan Abdülaziz Han “Erkan-ı Erbaa” diye adlandırılan Mithat Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Mütercim Mehmet Rüştü Paşa ve Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi’nin ve yandaşlarının tertiplediği bir isyan ile 30 Mayıs 1876’da tahttan indirilmiş ve 4 gün sonra da katledilmiştir.

3 Meclis-i Kebir-i Maarif: Osmanlı devletinde Sait Paşa’nın sadrazamlığı sırasında,1885 yılında, eğitim alanında en yüksek karar organı niteliğinde oluşturulan makam.

4 Encümen-i Dâniş: On dokuzuncu asrın ortalarında resmen kurulmuş olan ilk Türk Akademisi. 21 Temmuz 1846’da toplanan Meclis-i Maârif-i Umûmiye’de alınan karar üzerine Ahmed Cevdet Paşa öncülüğünde kurulan Encümen-i Dâniş’in hangi târihte ve neden lağvedildiği hakkında kesin bir mâlûmat yoktur. Bu ilk Türk Akademisi 12 yıl kadar hizmet vermiştir.

5 Darülfünun: Türkiye’de 1933 yılına kadar Üniversitelere verilen isim.

6 Bu konuşma Darü'l Fünun'un açılış konuşmasıdır. Konuşmanın mevzuu hakkında çeşitli rivayetler vardır: Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı İslam Ansiklopedisi'ne gore: “San’atın faidelerine dair olan bu konferansta Cemaleddin Afganî peygamberliği de içtimai sanat ve meslekler meyanında zikretmişti", Kenan Akyüz: “peygamberleri birer cemiyet ıslahatçısı olarak göstermesi üzerine, “peygamberliği inkâr ettiği” isnadına uğramış diyor.

7 Nihan: Gizli, saklı. Bulunmayan. Mevcut olmayan, sır.

8 Peri-i ilham: İlham perisi.

9 Mehmet Emin Yurdakul: (1869-1944) Milli Edebiyat döneminin öncü şairlerinden biri. Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Cenge Giderken, Tan Sesleri aklımıza gelen ilk eserleri. Hafızamızda yer eden şiir Anodolu’dan Bir Ses. Hayretimizi celp eden konu şu: Bütün kabiliyetsizliğine rağmen biz hala neden Mehmet Emin Yurdakul’a şair diyoruz? Bazılarımız  “Anadolu’dan Bir Ses”i okurken neden camide kaba softa yobazın cezbeden uzak “Allah” diye bağırması gibi bir heyecan duyuyor? Anadolu’dan Bir Ses güzel bir şiir mi? Hatta şiir mi?  Mehmet Kaplan tercümanımız oluyor: “ Bazı sanat eserleri, bizzat, kendi içlerinde derin bir mana taşıdıkları ve ahenkli bir yapıya sahip oldukları için güzeldirler. Onları, vücuda geldikleri zaman ve mekânın dışına çıkarsanız da halis altın gibi değerlerinden bir şey kaybetmezler. Bazı sanat eserleri ise, değer ve mânâları çevrelerine, içinde doğduğu veya göründükleri zaman ve mekâna borçludurlar. Başka bir çerçeve içinde sönük kalırlar.  Anadolu’dan bir ses şiiri bu sonuncu gruba girer. Bugün iyi niyetle de olsa, ona estetik bakımından güzel bir şiir denilemez.” En meşhur şiirlerinden “Bırak Beni Haykırayım”a  bakalım. Şu mısralarda ses unsuru ne kadar zayıf, kelimelerin uyandırdığı tedailerin birbiriyle müsbet anlamda münasebeti neredeyse yok. Okuyalım:

“Ben en hakir bir insanı kardeş duyan bir rûhum;

Bende esir yaratmayan bir Tanrı’ya îman var;

Paçavralar altındaki yoksul beni yaralar;”

10 Türkçülüğün Esasları: Ziya Gökalp (1876-1924)’ın 1923 yılında yazdığı eserinin adı.

11 Türk Sazı: Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944)’un 1914 yılında yazdığı şiir kitabı.

12Jön Türkler: Yeni Osmanlılar adıyla da bilinen bu grup 1865’te İstanbul’da gizli bir dernek olarak kuruldu. Sadrazam Ali Paşa’nın tepkisi karşısında derneğin ileri gelenlerinden Mustafa Fazıl Paşa’nın çağrısı üzerine dernek faaliyetlerine Paris’te devam etti. Jön Türkler 1871’den sonra hükümetle anlaşarak genel aftan yararlandılar ve yurda döndüler. Bu hareket, Tanzimat ve sonrasında yapılan yenilikleri yeterli bulmayarak, Osmanlı Devleti’nin art arda yaşadığı siyasi ve ekonomik krizlerden kurtulabilmesi için bir anayasa hazırlayarak meşrutiyetin ilan edilmesini, ülkede serbest seçimlerin yapılıp Mebuslar Meclisinin oluşturulmasını, Mebuslar Meclisinde müslüman olmayanların da temsil edilmesini, devlet işlerinin bu Meclis tarafından denetlenmesini istiyordu.

13 Jön Türklerin Siyasî Fikirleri:  Şerif Mardin’in 1964 yılında yayınladığı eserinin adı.

14Ahmet Agayef: Ahmet Ağaoğlu(1868-1939). Türk siyaset adamı ve gazetecisi. Karabağlı bir âileye mensup. 1909 yılında Türkiye’ye göçüp Tercüman-ı Hakikat Gazetesi’ne başyazar olan Ahmet Ağaoğlu, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul ve Yusuf Akçura ile birlikte hareket ederek Türkçülük cereyenına katıldı Türk Yurdu dergisini kurdu.

15 İrşad: Doğru yolu göstermek, uyarmak.

16 Silüet: Bir şeyin yalnız kenar çizgileriyle tek renk olarak beliren görüntüsü, gölge, Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, gölge.

17 Muhammed Abduh: (1849-1905). Ehli Sünnet akidesine zıt görüşleriyle İslâm dünyasını ve birçok Türk aydınını tesiri altında bırakan Mısırlı yazar.

18 Sırat-ı Müstakîm: Ağustos 1908’de İstanbul’da yayımlanmaya başlayan ve Mart 1912’de adı Sebilü’r- Reşad'a  çevrilen fikir ve siyaset dergisi.

19 Muhibb-i sâdıkı:  Sadık dostu.

20 Cerrahoğlu: Ahmet Nevzat Cerrahoğlu. Bkz. Kerim Sadi.

21 İsmet İnönü: (1884-1973) Osmanlı’da Albay. Türkiye Cumhuriyetinde Orgeneral. Türkiye Cumhuriyeti ilk başbakanı ve ikinci cumhurbaşkanı.  

22Şemseddin Günaltay: (1883–1961). Tarihçi ve siyaset adamı. İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu dönemde kurulan 18. Cumhuriyet Hükümeti’nin başbakanı.

23 Şâyân-ı hürmet: Hürmete layık.

24 Muteber: İtibar edilen.

25 Şehadet: Şahitlik

26 Tilmiz: Talebe, öğrenci, çırak, küçük talebe.

27 Mücahit: Din uğruna savaşan, uğraşan, savaşçı

28 Müctehit: Ayet ve hadislere dayanarak yargıya varabilen, fetva ve karar verebilen, mevhibe-i ilahiye mazhar din büyüğü.

29 Bernard Lewis: (1916-...). Modern Türkiye’nin Doğuşu isimli eseriyle tanınan Yahudi kökenli Amerikalı tarihçi ve şarkiyatçı.

30 The Middle East and the West: Ortadoğu ve Batı Bernard Lewis’in 1964 yılında yayımladığı eseri.

31 Ahfat: Erkek torunlar.

32Homeros: İlyalı ve Odysseia destanlarını yazdığı sanılan Yunan’lı şair.MÖ IX. Asırda yaşadığı sanılmaktadır.

33 Red ale’l-dehriyyin: Tabiatçiliğı Red anlamına gelen Cemâlettin Afganî’nin eserinin adı. Eseri Aziz Akpınar Arapçadan tercüme ederek 1956 yılında Diyanet Yayınları tarafından yayınlanmıştır.

34 Cerh: Yaralama. Hukuki terim olarak bir düşünce, inanç veya iddiayı çürütme.

35 Teoloji: İlahiyat, tanrı bilimi.

 


Yazar: Harun ŞAHİN
31-10-11
E mail: harunsahin75@gmail.com
 
 
Yorumlar: 2
Şener ŞEN
ÖYLESİNE
Tarih : 31-10-11

Cemaleddin Afgani'nin bu günkü İslami reformistlerin babası olduğu aslında kendisinin bir mason olduğunu söyleyenler var.

EDİTÖR: Değerli okuyucumuz, sözünüzü destekleyen bir yazı linki veriyoruz: http://dogrulus.com/yazi/1919/MASONLUGUN-UC-SARIKLI-SOVALYESI-Afgn-Abduh-Resid-Riza.html

 
AHMET
HOŞ GELDİNİZ!
Tarih : 31-10-11

Harun Hocam, bir gittiniz pir gittiniz. Birçok arkadaş soruyor ne oldu Cemil Meriç yazılarına diye. Nihayet! Tekrar hoş geldiniz. Böyle uzun aralar vermeyiniz. Selamlar.

 
CEMİL MERİÇ'TEN SEÇMELER (Cemaleddin Afgani dosyası) -1
Online Kişi: 21
Bu Gün: 49 || Bu Ay: 7.403 || Toplam Ziyaretçi: 2.217.839 || Toplam Tıklanma: 52.141.695