ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : EDEBİYAT / OKUMAK
Okunma Sayısı: 5980
Yazar: D. Mehmet Doğan
MEHMED ÂKİF'İN SAFAHAT'I İÇİN SÖZLÜK

Malûm, bu yıl Mehmet Âkif yılı. Her ne kadar ortalıkta bunu hissettirecek bir şeyler görülmüyorsa da, resmen öyle...

Mehmet Âkif’in şiirlerinin toplamı olan Safahat, türkçenin en çok basılan şiir kitabı. Baskı sayısı milyonlara ulaşmış bulunan Safahat’la yarışabilecek ikinci bir kitaptan söz edilemez. 1944 yılından beri sürekli basılan bu eseri son yıllarda bazı belediyeler, resmî kurumlar, partiler, dernekler, vakıflar ve hatta ticarî kuruluşlar dağıtıyorlar. Birkaç senedir lüks baskıları da yapılmaya başlandı.

Bir şekilde Safahat sahibi olan bir gencimiz, büyük şairimizin türkçenin temel eserleri arasında sayılan bu kitabını okumak hevesine kapılırsa ne yapmalı?

Mehmet Âkif’in döneminin sâde, anlaşılır şiir dili, bugün kolaylıkla anlaşılamıyor. Tabiî ilk akla gelen, Safahat okumaya azmeden bu gencin bir sözlüğü önüne koyması, takıldığı kelimeler için ona başvurması...

Türkiye’de Cumhuriyet’ten sonra sözlükçülük, dilimizin en büyük şairlerinin yazarlarının eserlerini kolaylıkla anlaşılır kılmak üzerine kurulmadı. Aksine, bin yıldır kullanılan, hatta günlük hayatta halkın dilinde olan birçok kelime, o zaman dernek görünümlü, fakat resmî patentli Dil Kurumu’nun sözlüğüne alınmadı. 15-20 bin kelimelik, ancak lise seviyesinde bir sözlüğü yakışacak kapasitede bu sözlüğün sözvarlığının yarıdan fazlası da yeni uydurulmuş kelimelerden oluşuyordu.

Bu şu demek: Eğer evinizde babadan, dededen kalma bir Dil Kurumu sözlüğü varsa, bununla Safahat okumaya asla teşebbüs etmeyin, hüsrana uğrarsınız!

Mehmet Âkif gibi büyük bir şairin anıt eseri böyle kıytırık bir sözlükle anlaşılamaz elbette!

Tabiî zaman içinde Dil Kurumu’nun sözlüğü de değişim geçirdi. Önce uyduruma kelimeler bakımından zengin bir sözlük oluşturulmaya çalışıldı. 1980’lere kadar böyle bir sözlükçülük anlayışı hâkimdi. 1980 darbesinden sonra Dil Kurumu devletleştirilince, sözlüğü de mutedilleşti, daha önce yabancı sayılarak dışarıda bırakılmış olan bir hayli kelimenin sözlüğe girmesinin yolu açıldı.

TDK’nun Türkçe Sözlüğünün 11. Baskısı bayağı hacimli bir kitap olarak yayınlandı. Başta 30 sayfa giriş, açıklamalar vs. sonda 100 küsur sayfalık ek bilgilerle, taşınması güç bir tek cilt var ortada. “Ek bilgiler”de, türkçenin tarihçesi, ekler hakkında açıklamalar yanında, ülkelerin bayrakları, ırmakların uzunluğu gibi coğrafi malumat da –nedense- yer alıyor!

Eh Safahat okuyucusu gencimiz, artık 2761 sayfalık eseri önüne koyup Safahat okumaya başlayabilir...

Nereden başlasın dersiniz? Sakın ilk şiir olan “Fatih Camii”nden demeyin!

Bu şişman sözlüğün foyası hemen meydana çıkmasın diyorsanız, çok meşhur, çok bilinen ve sevilen bir şiirden başlamanız doğru olacaktır.

Mesela Mehmet Âkif’in eserleri içinde dili en sade olan Âsım’dan, Âsım’ın da meşhur “Çanakkale şehitlerine” şiirinden başlasın.

Evet: “Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi...”

Gerçekten insanın içini ürperten, gürül gürül akan bir destani şiirle karşı karşıyayız. İnsanın okudukça okuyası geliyor...

Süleyman Nazif bu şiiri okuyunca, “Allah’ın şehitleri olduğu gibi şairleri de var” diye haykırmış.

Fakat o ne?

Gencimiz bazı kelimeleri bu şişkin sözlükte bulamıyor...

Mesela “müvekkel”, mesela “a’mak”...Sun’ kelimesi de bulunmayanlar arasında. “Sun’-ı beşer”, “sun’-ı bediî” gibi tamlamalar da var ki, işi daha da güçleştiriyor.

“İstiab”, sertleştirilerek, “istiap”a alındığı, atıf da yapılmadığı için gencimiz bir şaşkınlık daha geçiriyor. Şiirin devamında, lebriz, iclâl, ecram... gibi kelimelerin de sözlük dışı olduğu anlaşılıyor. Safahat okuyucusu genç şiirin ezbere bildiği bölümünde geçen “âsâr” ve “cihat” kelimelerini de bulamayınca şaşkınlığı katlanıyor...

Sen ki âsâra gömülsen taşacaksın...

“Eserlere gömülmek” ne demek?

TDK sözlüğünde gencimiz, “asır”ın çoğulu olan “âsâr”ı bulamıyor.

Ya “Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat” mısraını nasıl anlayacağız?

TDK sözlüğünde cihad “cihat” yapılmış. Bu arada “cihat” yani yönler kelimesi de söz varlığı içinde yer bulamamış...

Neyse, gencimiz ümidini kaybetmesin. Yakın zamanda Safahat’la ilgili iki sözlük çalışması yayınlanmış. Biri Talip Mert’in “Açıklamalı Safahat Lügati” diğeri de Cevdet Şanlı’nın “Safahat Sözlüğü”. Bir yazımızda da bu iki eserden söz etmek niyetindeyiz

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: D. Mehmet Doğan
26-06-11
E mail: habervaktim.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
MEHMED ÂKİF'İN SAFAHAT'I İÇİN SÖZLÜK
Online Kişi: 19
Bu Gün: 467 || Bu Ay: 6.457 || Toplam Ziyaretçi: 2.215.713 || Toplam Tıklanma: 52.121.058